These vapid clichés will only irritate, depress and
unnerve the patient.
Bu yavan klişelere sadece bastırın ve hasta sinirlendirmek, cildi tahriş eder.
Kaynak: thestar.com.myThis package is enough to
unnerve even the most hardened BMW M3 driver.
Bu paket bile en sertleştirilmiş BMW M3 sürücü cesaretini kırmak için yeterlidir.
Kaynak: totallymotor.co.ukMonday's drop in stocks may
unnerve individual investors at a crucial moment.
Stoklarında Pazartesi günü açılan çok önemli bir an bireysel yatırımcıların cesaretini kırmak olabilir.
Kaynak: npr.orgFailure to reach a deal likely would
unnerve markets, traders said.
Bir anlaşmaya ulaşmak için başarısızlık olasılığı piyasalarda cesaretini kırmak istiyorum, tüccarlar dedi.
Kaynak: online.wsj.com