But then Michigan State showed its toughness, and it all began to
unravel.
Ama sonra Michigan Devlet kendi tokluk gösterdi ve tüm çözülmeye başladı.
Kaynak: hawkeyesports.comAs things
unravel on those fronts, a surprising new alliance is formed.
Şeyler bu cephede çözülünce, şaşırtıcı yeni bir ittifak kuruldu.
Kaynak: examiner.comIt would also help to
unravel different mysterious and unknown forces of nature.
Ayrıca doğanın farklı gizemli ve bilinmeyen güçler çözmeye yardımcı olacaktır.
Kaynak: carbonated.tvSuchet concludes: "It's been the most difficult of characters for me to
unravel."
Suchet sonuca varıyor: "Bu çözülmeye benim için karakter çok zor oldu."
Kaynak: express.co.uktwenty years to find the Man in the Corner just as she had last seen him years before, fidgeting with his string and with mysteries to
unravel.
Kaynak: Unravelled Knots