In Lahore, in particular, the crowds largely came from the city's small
upper crust.
Lahore, özellikle de, büyük ölçüde kalabalık şehir küçük üst kabuk geldi.
Kaynak: nytimes.comLadd is
upper crust, Yale graduated, a lawyer and a senator.
Ladd üst kabuk, Yale mezunu bir avukat ve bir senatör.
Kaynak: marconews.comVideo: Patriotic pork pies serve the
upper crust.
Video: Yurtsever domuz börekler üst kabuk hizmet vermektedir.
Kaynak: yorkshirepost.co.ukMaybe it's the kind of escapism that Hollywood movies about the
upper crust provided during the 1930s.
Belki üst kabuk hakkında Hollywood filmleri 1930'larda sağladığı kaçma tür.
Kaynak: autonews.com