A worldwide
uproar and investigations in at least a dozen countries ensued.
En az bir düzine ülkede dünya çapında bir kargaşaya ve araştırmalar izledi.
Kaynak: nytimes.comPoor execution could cause a consumer
uproar on par with the Apple Maps fiasco.
Kötü yürütme Apple Haritalar fiyasko ile eşit bir tüketici şamata neden olabilir.
Kaynak: networkworld.comHe was talking about that Instagram privacy
uproar, but it applies here as well.
O Instagram gizlilik arbede bahsediyordu, ama burada da geçerlidir.
Kaynak: theatlanticwire.comThe Jayhawks are well aware of the
uproar from a few weeks ago.
Jayhawks birkaç hafta önce gelen şamata farkındayız.
Kaynak: newsok.comThe title is a play on "
uproar" and "opera". Credits : Directed by: Friz Freleng Story: Michael Maltese , Tedd Pierce Animation: Gerry
Kaynak: Back Alley OproarIn Norse mythology , Þrymr (Thrymr, Thrym; "
uproar") was king of the jotnar . In one legend, he stole Mjollnir , Thor 's hammer, to extort
Kaynak: Þrymr