But she says the FDA may have gone too far in its regulatory
zeal.
Ama FDA düzenleyici coşkusu çok uzağa gitmiş olabileceğini söyledi.
Kaynak: stanmed.stanford.eduGun enthusiasts are buying firearms with unparalleled
zeal.
Silah meraklıları eşsiz şevk ile silah satın alıyorlar.
Kaynak: money.cnn.com"In other words, in their
zeal to cut budgets, too many people may have been laid off."
"Diğer bir deyişle, bütçe kesmek için kendi coşkusu içinde, pek çok kişi işten olabilir."
Kaynak: news.sky.comHis
zeal helped persuade Jamie Lee Solimano, 17, to find one of those problems to unravel.
Onun coşkusu çözülmeye bu sorunlardan biri bulmak Jamie Lee Solimano, 17, ikna etmiş.
Kaynak: nytimes.comZeal may refer to:
Zeal (album), by Zaain Ul Abideen. Diligence , the theological virtue opposite to acedia . Zealotry , excessive ideological
zealKaynak: Zeal jpg | A Russian medal awarded for diligence and
zeal Diligence is steadfast application, assiduousness and industry—the virtue of hard work
Kaynak: Diligence