Tehvil korkutmak anlamına geldiği gibi
abartmak anlamına da geliyor.
It also means meant to scare Tehvil like to exaggerate.
Kaynak: dunyabulteni.netBu bakımdan Melo'nun cezasını öyle
abartmak anlamsız olur.
In this regard, Melo'nun sentence is meaningless to overdo it.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr'Yeşil çay da kilo verdirir' beklentisini
abartmak yanlış.
"Green tea weight generates' expectations is wrong to exaggerate.
Kaynak: yerelgundem.comDüşmanı ve yabancı güçleri
abartmak zayıfın işidir.
Exaggerate the weak forces of the enemy and foreign business.
Kaynak: gercekgundem.comyanlarını ön plana çıkartmak ve
abartmak yoluyla eleştirmeyi ya da sadece güldürmeyi amaçlayan bir eser ortaya koymayı hedefleyen sanat dalıdır.
Kaynak: ParodiBenzi sararmak : Korkmak Bire bin katmak : İşittiklerini
abartmak. Boyu yüklü : Hamile. Dilinde tüy bitmek : Sayısız uyarılarda bulunmak
Kaynak: Aşağıçaybelen, BayatÇünkü çok insan çok şey çekti Türkiye`de; bize düşmez kalkıp da kendi sıkıntılarımızı çok fazla
abartmak... Bundan sonra benim
Kaynak: Ben Böyle Veda EtmeliyimAyrıca bağlantısı bulunan “
abartmak” ve “azmak” fiillerinde olduğu gibi bu kökten gelen sözcüklerde büyüklük ve şiddet içeriği bulunur.
Kaynak: Abahanİyi bir araştırmacı, elde ettiği sonuçları
abartmak yerine mütevazı göstermeye dikkat eder.” diyen 't Hooft, bilimin başarılı olmasının
Kaynak: Gerardus 't Hooftaltbaşlığı sebebiyle, Poe'nun bu Gotik unsurları bilerek
abartmak yoluyla, bu türü yergi ya da burlesk biçimde ele alıp almadığı,
Kaynak: Metzengerstein1990'lı yılların sert sınıf mücadelesi içinde pek çok politik grup tarafından "işçi sınıfının rölünü
abartmak"la suçlanmıştır.
Kaynak: Devrimci Sosyalist İşçi PartisiAynı hâlde: compléter (bitirmek), dessécher (kurutmak), espérer (umut etmek), exagérer (
abartmak), s'inquiéter (kendini tasalandırmak
Kaynak: Fransızca