Güncel Türkçe Sözlük
biblo anlamı
is. (bi'blo, l ince okunur) Çeşitli maddelerden yapılan heykel, vazo vb. zarif, küçük süs eşyası: "Selma, teşhir edilen eşyaya ait bir koltuğa geçip önünde masadan bir biblo çeker, seyretmeye başlar." -N. F. Kısakürek.
Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü
biblo anlamı Fr.bibelot
Çeşitli maddelerden yapılan heykel, vazo gibi zarif küçük süs eşyası.: § "İskender'in generallerine ait eşya bulunduğunu iddia ediyor, İskender'in eski İspanya'daki bir heykelin istinsahı olan tunçtan bir biblo göstererek." -Sami Paşazade Sezai, Bütün Eserleri I, 347. § "Onun için şiir, sırçadan bir bibloydu." -Adalet Ağaoğlu, Üç Beş Kişi, 63. § "Bazıları da bunları başka milletlere ait bedialarla beraber, bibloları arasında teşhir ederlerdi." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 5. § "Perdeler, bir hizaya çekilmiş, köşe raflarında birbirlerine nispetleri gözetilerek sıraya dizilen biblolarda bile itina var." -Peyami Safa, Canan, 78. § "Bu güzel ve ucuz biblo yalnız onu tahayyül edebilen zekâya mevuttur." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar C. IV, 63. § "Çanak, çömlek ve biblolarla dolu camekânlar..." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 77. § "Yazık ki, lacivert taşlı biblo ortasından kırıktır." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 292. § "Yanımda hediyelik biblolar." -Necip Fazıl Kısakürek, Cinnet Mustatili, 49. § "Will dönüşte size getirmek için buradan hediyelik küçük antik bir biblo satın aldı." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 61. § "Sonra üzerine elişi örgüsüyle uyuyan biblo köpeğin çoktan yerleştirildiği radyoyu açmıştı." -Orhan Pamuk, Kara Kitap, 34. § "Salondaki bibloları kırar. " -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 61.