Araya girenler olayı önlemeye çalışarak 2 oyuncuyu da otobüse
bindirmek istedi.
2 players working together to prevent the event entrants wanted to get on the bus.
Kaynak: skorer.milliyet.com.trArdından genci ellerinden ve ayaklarından tutarak karga tulumba zorla
bindirmek isterlerken genç kaçmaya çalısıyor.
Young people holding hands and feet were then forced to pump embark wanted the young crow trying to escape.
Kaynak: haberler.comDaha sonra bir sabah erkenden gelen polis Hasine Özer ve çocuklarını Girne Limanı'ndan gemiye
bindirmek suretiyle Türkiye'ye gönderdi.
Then, early in the morning from a police Hasine sent to Turkey by Ozer and their children get on board the port of Kyrenia.
Kaynak: e-karaman.comÇocuğu okul servisine zorla
bindirmek, okula götürüp bırakmak, tehdit veya vaatlerle okulda kalmasını sağlamak sağlıklı çözümler değildir.
Embark on school bus forced the boy to school, took leave, threat or promise to keep at school is not healthy solutions.
Kaynak: haber.tr.msn.comolarak yolcu indirip
bindirmek için herhangi bir yerde durabilme özelliği olan ve kalkış-varış vakitleri belirli olmayan bir ulaşım aracıdır.
Kaynak: DolmuşÇıkan sert bir güney rüzgarı Venedik gemilerinin Haliç duvarlarına
bindirmek için yakınlaşmalarına engel oldu. O akşam hücumcular geri
Kaynak: Dördüncü Haçlı Seferi