bira anlamı İt..birra
Arpa ile şerbetçi otunu mayalandırarak yapılan bir içki, arpa suyu: §
"İşret etmez ise de lüzumu görülürse birkaç konyak ve mastika, bira falan için hiç de tevahhuş göstermez." -Ahmet Midhat Efendi, Jön Türk, 61. § "
bira. Arpa suyu, süzülmüş boza." -Ahmet Vefik Paşa, Lehçe-i Osmani. §
"... büyük bir birahanenin kapısı önünde durdum." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 59. §
"İki bira içsek nasıl olur?" -
Reşat Nuri Güntekin, Damga, 120. §
" -Jean, bana bir bira." -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 60. §
"Tokatlıyan'da birası ve bifteğiyle yemek yiyen Refik Halit'in beyzade tema yüklü olduğu…" -Ruşen Eşref Ünaydın, Diyorlar Ki, 163. §
"Bira ve sandviç bekleyen sarışın adamı kara gözlüklerinin Tam orta yerinden vurdu."
-Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 130. § "
Ve rakı, bira, şarap…" -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 96. §
"Üstünde hindiler, yemişler rakılar, biralar, etrafında türlü türlü erkekler." -Ahmet Rasim, Muharrir Bu Ya, 249. §
"Tıpkı şu anda dünyanın başka yerlerinde sevgilileriyle el ele dolaşıp bira içen yaşıtım gençlerin varlığını düşünmek gibi bir duygu bu…" -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 97. §
"Domuz sucuğu ile iyi bira bulunmayan bir yerde yaşanır mı hiç?" -Nurullah Ataç, Söyleşiler, 39. § "
Niye hâlâ büyük ve sıtmalı bira bardakları, kötü şeylere çağıran müzikler, gece kulüpleri ?" -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 251.