Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

birleştirici ne demek?

 - 3 sözlük, 3 sonuç.

BSTS / Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu

birleştirici anlamı
bakınız» eşleyici

Güncel Türkçe Sözlük

birleştirici anlamı
sf. 1. Birliği sağlayan (kimse). 2. Uzlaşmayı sağlayan (kimse). 3. İki veya daha çok nesnenin birleşmesini sağlayan (nesne).

Türkçe - İngilizce

birleştirici anlamı
sıfat
1) connective

"birleştirici" için örnek kullanımlar

Bandırma Ticaret Odası'na seçilecek başkan birleştirici olmalıdır.
Banda elected president of the Chamber of Commerce should be unifying.
Kaynak: haberyurdum.com
Ben kavgacı bir kulüp başkanı olmadım, her zaman birleştirici oldum.
I'm a combative chairman of the club yet, every time I've been synthesizer.
Kaynak: yenimesaj.com.tr
Bu fotoğraflar bir kez daha sporun birleştirici özelliğini gösteriyor.
These photos will once again show the sport unifying feature.
Kaynak: samanyoluhaber.com
Sevgi insanda birleştirici, bütünleştirici bir eğilim niteliğindedir.
Love in humans integrating and unifying is a trend.
Kaynak: haberfx.net
da Amerika Yerlileri, Sibirya kökenli Eskimo - Aleut halkları dışında kalan bütün Amerika yerlileri için kullanılan ortak birleştirici ad.
Kaynak: Kızılderililer
Duvarlar, parçaları birleştirici bir madde kullanarak yapılabildiği gibi doğrudan doğruya parçaları üst üste yığarak da elde edilir.
Kaynak: Duvar
çok kanıt sunmuştur Darwin'in fikirleri üzerine inşa edilen modern evrim teorisi , bugün biyoloji biliminin temeli ve birleştirici öğesidir.
Kaynak: Charles Darwin
Sonra bu lifler kurutularak tutkal, parafin ve sertleştirici gibi birleştirici maddeler eklenir. Birleştirici maddeleri karıştırılan
Kaynak: MDF
ya da Amerika Yerlileri veya kısaca Yerliler, Amerika Birleşik Devletleri 'nde yaşayan Kızılderililer için kullanılan ortak birleştirici ad.
Kaynak: ABD Kızılderilileri
süregelen ve bir akım veya üslup benzeri birleştirici özellikleri olmadığından genel bir deyişle 'çağdaş' olarak adlandırılan sanat biçimleri.
Kaynak: Çağdaş sanat
Daha sonra birleştirici dalla paravertebrel bir ganglion olan trunkus sempatikusa geçerler. Trunkus sempatikus vertabral kanalın iki
Kaynak: Sempatik sinir sistemi
ve yetiyitimine dair sağlık bileşenlerinin sınıflandırılması için birleştirici bir çerçeve sağlamak amacıyla DSÖ tarafından "ICIDH"
Kaynak: İşlevsellik, Yetiyitimi ve Sağlığın Uluslararası Sınıflandırması
Bu simgeler daha sonra, zamanla Avrupa Birliği tarafından da benimsenmiş ve daha birleştirici anlamlar yüklenmişlerdir. Bunlar kurumsal
Kaynak: Avrupa Birliği'nin simgeleri
Adem'in tutarlı ve özgün karakteri, oyunun birleştirici öğesidir. Oyun okunmak için yazılmışsa da 1883'te Budapeşte Ulusal Tiyatrosu'nda,
Kaynak: Imre Madách
Yunan anahtar motifi dört bitişik antiparalel iplikten ve onları birleştirici ilmiklerden oluşur. Firketelerle bağlı üç antiparalel iplik
Kaynak: Beta yaprak
Yüce Mahkeme ABD toplumundaki birleştirici güçlerin en önemlilerindendir. Mahkeme, anayasanın ticaretle ilgili maddesine dayanarak
Kaynak: ABD Yüce Mahkemesi
Müslümanlar Hıristiyanların ülkeyi geri alan orduları karşısında, birleştirici bir önderden yoksun kaldıkları için fazla tutunamadılar.
Kaynak: Las Navas de Tolosa Muharebesi
Dürüstlüğü, ilkeliliği ve cesareti, birleştirici ve yumuşak bir üslupla birleştiren birer yurttaş olmalarını talep etmektedir.
Kaynak: Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği
Dil, din, ırk, renk gibi ayrıştırıcı değerlere karşı birleştirici, "İNSANI" temel alan değerleri, ırkçı ve şöven davranışlara karşı,
Kaynak: Kıbrıslı Gençlik Platformu
Bu birleştirici zorunluluktur. Tüm insanların kardeşliği egemen olur. Şunu vurgulamak gerekir ki, bu tür bir ortak dünya yönetimi, mevcut
Kaynak: Kaynak Bazlı Ekonomi
Küreselleşmenin milliyetçiliğin gücünü zayıflatmasından sonra din, toplumda birleştirici unsur olarak görülmüştür ve bu durum
Kaynak: Köktendincilik

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.