Sevgili bir güne sığmaz.
Bitimsiz bir aşk yaşatır ancak onu gönülde.
Dear fit in a day. Endless love, but her heart to experience.
Kaynak: haber7.comMerkezine
bitimsiz bir öfkenin ve yazıklanmanın yerleştiği sarmal bir kurguyla ilerliyor anlatı.
Center yazıklanmanın settled in an endless spiral of anger and moving narrative fiction.
Kaynak: kitap.radikal.com.trPapatya falının
bitimsiz hüznü çöker, yapraksız kalan çiçeğin tam da orta yerine, yürek misali.
Daisy Fali endless sorrow crashes, the remaining leafless exactly in the middle of the flower, like a heart.
Kaynak: blog.milliyet.com.trKent de toplum da
bitimsiz dönüşür.
The endless city into the community.
Kaynak: radikal.com.trBu söylence kararsızlığın başlı başına
bitimsiz bir ceza olduğunu anlatır. Kategori:Yunan mitolojisinde kişiler Kategori:Roma mitolojisi
Kaynak: OknosBöylece "anlam oyunu " sonsuz/
bitimsiz bir oyuna dönüşür. Ses-merkezcilik ve Söz-merkezcilik: Derrida'nın ses-merkezcilik'i ve söz-
Kaynak: Jacques DerridaBu insanlar sonsuza kadar
bitimsiz bir rüya durumunda yaşayacaklardır. TV dizinde Miyu, insan kimliğiyle göründüğünde Miyu Yamano (山野美夕
Kaynak: Vampir Prenses MiyuKüçültme şekilleri normalde
bitimsiz olarak kullanılırlarsa da ("broliuk") (little ağabey/erkek kardeş) tam şekli de geçerlidir
Kaynak: Vokatifbirçok mezraları, bolluk ve verimliliği,
bitimsiz yiyecek ve içecek pınarları ve ırmaklarıyla burası 'Şehr-i Ayıntab-ı Cihan'dır" der
Kaynak: Gaziantep