blok anlamı Fr.bloc
1. Kocaman ve ağır kitle: § "
Bir mimar nasıl blok taşlarla, nakışlarından istiflerine kadar oynarsa, insanlarla öyle oynayan…" -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 322. 2. Birden çok bölümü bir araya getirilmiş olan, bir bütün oluşturan:
"... düşünceleri blok hâlinde değil..." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 118. § "
…ve Nefo'da bazı topraklara sahip çıkıp da, işi sıcak savaşa dönüştürünce bloksuz, bağlantısız kalmakla beraber…"-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 36. 3. Politik çıkarları sebebiyle birlik kuran devletler topluluğu: §
"Bloklar dengesinin bozulması bir neden midir, bir sonuç mu, bilemiyorum" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 112. § "
Fransa'yı idare edici yeni bir blok kurmaya çalışıyorlar." -Necip Fazıl Kısakürek, İhtilal, 203. § "
… öteki sosyalist blok ülkeli adamlarından…"-Attila İlhan, Batının Deli Gömleği, 231. 4. İçine resim veya yazı kâğıtları konulan karton kap: 5. Birbirine bitişik büyük yapılar: §
"…kurduğu yeni bloklardan birinde bir kata şimdiden sahip olma hakkını aldığını öğreniyorum." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 96. §
"Dört blok ayaktan büyük, şişkin kabarık bir saate benzeyen bir binaya çıkılacaktı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri
ayarlama Enstitüsü, 349. §
"Blok apartmanlardan 69'uncusunun 17 numaralı dairesi…" -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 273. 6. Voleybolda, file üstünde karşı oyuncunun topu sert vururken, önünde iki veya üç kişinin elleri ile oluşturdukları perde.