bluz anlamı
is. (l ince okunur) Vücudun üst bölümüne giyilen, genellikle ince kumaştan yapılan veya iplikten örülen kadın giysisi: "Sarı renkte incecik bir örme bluz giymiş." -R. H. Karay.

bluz anlamı
isim
1) blouse
2) shirt
3) shirt blouse

bluz anlamı Fr.blouse
Vücudun üst bölümüne giyilen, genellikle ince kumaştan yapılan veya iplikten örülen kadın giysisi: § "Nasuh gelince bu defa giymiş olduğu elbise bir mavi pantolon ile bir de lacivert bluzdan (amele takımının giydikleri gömlek) ibaret olmasıyla o da uzun uzadıya tarife muhtaç bir şey değildir." -Ahmet Midhat Efendi, Paris'te Bir Türk, 426. § "Sanki yokluğumda biri ona, bluzunuz ne güzel, nerden aldınız, diye sormuş…" -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 15. § "Bir kadın eşyası, bluzlar, kombinezonlar, sütyenler vardı." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Sahnenin Dışındakiler, 299. § "Kapı arkasına dolap topuzlarına asılmış etekler, bluzlar, hatta küçük bir kurdele parçası." -Peyami Safa, Canan, 78. § "Kabarık omuzlu bluzu, tepeden küçük topuzuyla Daniel Lezour." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar I, 55. § "Evvela gayet yavaş sesle flördanuer söyleyerek, fostrot adımıyla yürürler, sonra ağır bir bluz arkasından tango." -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 53. § "Çiçekli pazenden dikilmiş şalvar ve aynı kumaştan bluzun üzerine el örgüsü yün bir yelek giymişti." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 40. § "Birbirine uymayan bir etekle bir bluz giymiş gibiydim." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 59