Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

boğucu ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

boğucu anlamı
sf. 1. Boğma özelliği olan: Boğucu gaz. 2. Solunumu güçleştiren: "Göğsünde boğucu bir tıkanıklık vardı." -P. Safa. 3. mec. Sıkıntı veren: "Eski evinin boğucu, dertli havasından kurtulmak için komisyoncu kendini hemen sokağa attı." -H. R. Gürpınar.

Türkçe - İngilizce

boğucu anlamı
sıfat
1) suffocating
2) stifling
3) sultry
4) choking
5) asphyxiant
6) stuffy
7) choky

"boğucu" için örnek kullanımlar

Ve siyasi iklimin boğucu ortamından biraz olsun uzaklaşmak!
Get a little away from the stifling political climate and the environment!
Kaynak: gundem.milliyet.com.tr
Maça boğucu bir baskıyla başladılar ama ceza alanına doğru dürüst akamadılar.
Match started suffocating pressure of the penalty area, but akamadılar properly.
Kaynak: spor.haberturk.com
Avrupa'da ise kriz boğucu ve hissedilir boyutlarda.
In Europe, the crisis is felt stifling and sizes.
Kaynak: salom.com.tr
Sinyal boğucu (Sinyal karıştırıcı, Sinyal bozucu, jammer), bir alıcı-vericı sistemde aradaki iletişim ortamını bozmaya yarayan alete denir.
Kaynak: Sinyal boğucu
Kilitli bir oda ve içine konulan zehirli veya boğucu gazlardan oluşur. Bu oda için en çok kullanılan gaz, "hidrosiyanür " dür; "karbon
Kaynak: Gaz odası
Eyyamıbahur, yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerine verilen Arapça kökenli Türkçe sözcüktür. Kuzey yarımküre de, temmuz ve eylül
Kaynak: Eyyamıbahur
Madımak, içerdiği fenol ik birleşiklerden dolayı diğer bitkilerin gelişimini engelleyen fitotoksik özelliğe sahip boğucu bitkidir.
Kaynak: Madımak
Konusu “meçhul bir tarihte, İstanbul'da” geçen oyunun karanlık, boğucu bir atmosferi vardır. Yazar, aralıklarla iki yıl süren bir çalışma
Kaynak: Bir Adam Yaratmak
verebilen katı , sıvı ve gaz lar. Radyoaktif , yanıcı , patlayıcı , aşındırıcı , oksidant , boğucu ve alerjen maddeler bu gruba girerler.
Kaynak: Tehlikeli madde
Kitapta büyük şehirlerin boğucu havasından sıkılan Knut Hamsun, göçebe olarak küçük şehirleri gezmeye başlar. Evliliğin zorluluğundan
Kaynak: Göçebe (kitap)
Lagos'un iklimi, boğucu sıcak ve sağlıksızdır. Altyapı hizmetleri, hızla artan nüfusun gereksinimlerini karşılayamamaktadır.
Kaynak: Lagos
Birer kâbusu andıran boğucu sahneleriyle gizemli bir yapıya sahip olan bu filmin dış sahnelerinin bir bölümü Tunus 'ta çekilmiştir.
Kaynak: Cennet ve Sonrası
İş takımları haricinde katlanmış yakalı elbiseler giymek kullanışsız ve boğucu idi. Tozluklar da bu dönemde oldukça ünlüydüler.
Kaynak: Yeni Romantik
Boğucu sargı (turnike) kullanımı Sağlık Bakanlığı 'nın "İlk Yardım Yönetmeliği" uyarınca yasaklanmıştır. pek çok olayda boğucu sargının
Kaynak: İlk yardım
Sarnia'da (Ontario, Kanada) bulunan Manastır'da geçirdiği zaman hakkında Cleyre şöyle demiştir: “Ölüm Gölgesi Vadisi gibiydi, ve o boğucu
Kaynak: Voltairine de Cleyre
Soğutma etkisi, Birleşik Devletler ve Kanada hukuk unda belirsiz ve geniş kapsamlı yasaların ifade özgürlüğü üzerindeki boğucu etkisi
Kaynak: Soğutma etkisi (hukuk)
1930'lu yıllar sırasında Stalinist kültürel politikalar ve 1937-1939 boyunca yaşanan Büyük Temizlik'in sebep olduğu boğucu atmosfere
Kaynak: Kuzma Petrov-Vodkin
Günümüz dünyasını anlatırken tuhaf, tekinsiz, boğucu, karanlık, umarsız, şaşırtıcı, kimi zaman ritüel ve mistik bir dünya anlatıyormuş
Kaynak: Turgay Nar

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.