boks anlamı Fr.boxe
Belirli kurallara uyularak yapılan yumruk dövüşü, yumruk oyunu: §
"Hatta hîn-i hâcette boks (İngilizlerin yumruk mudarebesi) etmek için aralıkta yumruklarına dahi tükürür imiş." -Ahmet Midhat Efendi, Paris'te Bir Türk, 409. §
"Ağır sıklet boks şampiyonu karşısına çıkarılmış, şikeli maçın acemi cılız yumruk düşkünü gibi."
-Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar-3 Hayır, 72. §
"Bahçede arkadaşlarla boks maçı yapardım." -Peyami Safa, Yazarlar-Sanatçılar-Meşhurlar, 131. § "
Fakat Amerikan Koleji'nde okurken öğrendiği ve mektep şampiyonu olduğu boksa güveniyordu." -Nazım Hikmet Ran, Yeşil Elmalar, 92. §
"Bir geçit halayı, bir boks maçı hikâyesi." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 80. §
"Çocukların tepesi attı, herifleri boks yumruklarıyla yere sermeye kalktılar." -
Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 53.