Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağdık anlamı
1. Yaramaz, sırnaşık, münasebetsiz, densiz, nâdan. 2. Ters, aksi. 3. Yanlış, değişik: Ayakkabıyı ağdık giymişsin. 4. Hatalı, kusurlu, eksik: İnsanın daima ağdık tarafını ararlar. 5. Yakışıksız, yersiz (söz).
ağdık anlamı1. bakınız»
ağman(I)-1. 2. Minnet: Kimsenin ağdığı
Altında değiliz. 3. Kötülük.
ağdık anlamı
1. Dengesiz, eğik, bir yana devrik (yük). 2. Ağır, fazla: Vapur ağdık eşya almıyor.
ağdık anlamıAğır, pis (koku hakkında).
*Karacabey -Bursa
ağdık anlamıKusur, hata, eksik taraf, kabahat, ayıp, örgensel kusur, hastalık: Ağmansız adam olmaz.
Çerçin -Burdur
Kızılca *Tavas -Denizli
-Manisa
-Çorum
ağdık anlamıAngarya iş, mânevi yük
-Çorum