Tatilci yurt içinde daha az seyahat etti ama harcamada
bonkör davrandı.
Holidaymaker's been generous in spending in the country, but less than a couple.
Kaynak: turizmdebusabah.comBen
bonkör bir insanım fakat ilk mahkemede anlaşma sağlayamadık.
I'm a generous person, but If I can deal with the court.
Kaynak: aksam.com.trDekolte konusunda tasarımcılar oldukça
bonkör davranmış gibi görünüyor.
Behaved quite generous cleavage seems to be about the designers.
Kaynak: habercity.netFazla
bonkör olmanız size bazı açılardan kaybettirebilir.
To be more generous in some ways you could lose.
Kaynak: hurriyet.com.trAhmet Esat Bey'in İzmir 'deki hayatı
bonkör bir Amerikalı gibi geçmiş; kısa sürede gece hayatının aranan siması olan Ahmet Esat Bey, üst
Kaynak: İngiliz Kemalverilmesi nadir görülen bir durumdu ve bazı eleştirmenler jürinin filme çok
bonkör davrandığını söyledi Bir filme çok sayıda ödül verilmesi
Kaynak: Barton FinkSelahaddin'in bu
bonkör hareketiyle fidyeyi vermiyeceğini anlamış oldu. " "Aslanyürekli Richard" acımasız tabiatını açığa vurarak 2.700
Kaynak: Üçüncü Haçlı Seferi