Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

boyamak ne demek?

 - 3 sözlük, 4 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

boyamak anlamı
(-i) 1. Boya sürerek veya boyaya batırarak renk vermek: Rastıkla, yanağındaki beni de boyadı. 2. mec. Ağır söz söylemek, aşağılamak.

Türkçe - İngilizce

boyamak anlamı
fiil
1) paint
2) dye
3) stain
4) color
5) polish
6) imbrue
7) decorate
8) engrain
9) wash
10) colour
11) color-wash

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

boyamak anlamı
Ağır söz söylemek, aşağılamak.

İğneciler *Mudurnu -Bolu
Sarıköy *Merzifon -Amasya
*Mesudiye -Ordu
-Trabzon

boyamak anlamı
Koku ortalığı kaplamak.

*Elmalı -Antalya

boyamak eş anlamlısı

aşağılamak
(-i) 1. Değerinden düşük göstermek. 2. Küçültücü davranışlarda bulunmak, hor görmek: "O adam onları aşağıladıkça utancından kaçacak delik arayan Âşık Ali'ye acıyordu." -Y. Kemal.

"boyamak" için örnek kullanımlar

Yaz mevsimini çizmek ve boyamak için renk zenginliğine ihtiyaç vardır.
There is a need to draw and paint the richness of color for the summer season.
Kaynak: blog.milliyet.com.tr
Saç boyamak özellikle kadınların en sık başvurduğu bir işlem.
Hair dye is a process applied to the most common, especially for women.
Kaynak: ensonhaber.com
sadece halkın gözünü boyamak içindir.
is only deceive the public.
Kaynak: haberler.com
Fırça ya da kalem ler yardımıyla bir yüzeyi boyamak ya da yazı yazmak için kullanılır. Genellikle demir , sülfat ve az miktarda asit
Kaynak: Mürekkep
Özellikle, kilimleri boyamak için dağlardaki bitki kök lerinden elde edilen boyalardır . En çok kullanılan çeşitleri; Gök boya (mavi);
Kaynak: Kök boya
Bir Hristiyanlık öncesi gelenek olan yumurta boyamak Hıristiyanlık tan sonra Paskalya bayramı ile de özleşmiştir. İlkbahar başlangıcında
Kaynak: Paskalya yumurtası
Bu nedenle mikobakterileri boyamak için alttan hafifçe ısıtılmaları gerekir. Bu gruptaki önemli etkenler ve yaptıkları hastalıklar şunlardır
Kaynak: Mycobacterium
1658 yılında Alkazar Sarayı'ndaki freskleri boyamak üzere kraliyet komisyonu tarafından seçildi (Bu saray şimdi Madrid Kraliyet Sarayı
Kaynak: Juan Carreño de Miranda
bir boya sabitleyici (yaygın olarak Fe(III) ya da Al(III) tuzları) ile birilikte kullanılarak, hücre çekirdeği ni boyamak için kullanılır.
Kaynak: Hematoksilin
Eğer bu ailenin adının kökeni tam bir resim boyamak gibi Bu nedenle, bu sitede kullanıcılardan gelen bilgiye dayanır. Hallolar anlamı bu adı
Kaynak: Haliloğlu, Çanakkale
öğelerin aydınlatmasını da yine aynı şekilde öğle vakti güneşliymiş gibi boyamak ya da tam tersi, güneş batmak üzereyken çekilen bu
Kaynak: Adobe Photoshop
14 Ağustos 2009 - Tuzla Gemi Endüstrisi Tersanesi'nde bakımı yapılan bir kuru yük gemisini boyamak için kullanılan vincin sepeti elektrik
Kaynak: Tuzla tersane kazaları
Şu an için kullanılabilir olsa da, obje niteliklerini düzenlemek, efekt ve materyallerini atamak, obje yerleştirmek, terrain boyamak ve
Kaynak: 3D GameStudio
Hücre zarını boyamak için floresan boyalar kullanılarak, hücre zarı parçalarının internalizasyonunun mikroskopi yle takip edilebilir.
Kaynak: Reseptör aracılı endositoz
Yarı değerli mücevherleri öğüterek dudaklarını boyamak için bunları kullandılar Antik İndus Vadisi Uygarlığı , yüz boyamada ruju
Kaynak: Ruj
On dört yaşındayken babasının işlerinde ona yardımcı olmaya başladı Mobilyaları boyamak ona yetmemeye başladığında Roma 'ya gitmeye karar
Kaynak: Claude Joseph Vernet
Yılbaşlarında (yılbaşına yakın bir akşam) gençlerin toplanıp çeşitli kostümler giyerek yüzlerini boyamak suretiyle köyün bütün evlerini
Kaynak: Yağızatlı, Çelikhan
Abdest kelimesinin Yunanca "bir nesneyi bir sıvıya batırmak" anlamında, βάπτισμα (baptis) (vaftiz) sözcüğü ve "boyamak" anlamında βάπτειν
Kaynak: Abdest
Bunlar arasında İstanbul limanı önüne gelecek Venedik donanmasının gözünü boyamak için şehir surlarının badana ile beyaza boyanması
Kaynak: Boynuyaralı Mehmed Paşa
Hücre sitoplazma sı, kollajen ve kas liflerini boyamak için genellikle hücre çekirdeği ni boyayan hematoksilin ile birlikte kullanılır
Kaynak: Eozin
İslam dininin bakış açısı: d) Göz boyamak şeklinde yapılan sihirdir. Bu da hokkabazlık, el çabukluğu ve benzeri davranışlardır.
Kaynak: Cadı
Çocukluğunda eğlencesi yazmak, boyamak ve dans etmekti. Babası ekonomistti. Mary Wigman 'dan dans eiğitimi aldı. 1923'den itibaren solo
Kaynak: Leni Riefenstahl

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.