Gözler ise manevî havanın billurluğunda
buğulu sessizliğin gezintisindeydi.
The spiritual eyes misted the air billurluğunda gezintisindeydi silence.
Kaynak: yeniasya.com.trKarşıya, özlem dolu,
buğulu gözlerle, sessizce ve sitemsiz, başlıyor çalmaya.
Face, wistful, misty eyes, silently and sitemsiz, begins to play.
Kaynak: acikgazete.comBöylece
buğulu bakışlara sahip olabilirsiniz.
Thus, with a look that can be misted.
Kaynak: kadin.haber3.comDaha bir işledim gözlerini
buğulu gözlerime.
Committed more than a misty eyes, my eyes.
Kaynak: blog.milliyet.com.trBacall, genelde
buğulu sesi ve bakışlarıyla da tanınmaktadır. En tanınmış rollerini The Big Sleep (1946) ve Dark Passage (1947)
Kaynak: Lauren BacallYine bir paşa konağındaki toplantıda ilk kez yaylı tanburunu çaldı ve yeni sazın
buğulu ve yumuşak sesi dinleyen herkesi büyüledi.
Kaynak: Yaylı tamburÖzellikle dramatik konuları işleyişi, ışığı ve
buğulu atmosferik renkleri kullanmasıyla tanınmıştır. Çok sayıda ürün vermemekle birlikte,
Kaynak: Washington AllstonFilmde Çolpan İlhan'ın
buğulu bir sesle söylediği, filmle aynı adı taşıyan romantik şarkı filmin unutulmazları arasındadır ve hemen 1946
Kaynak: Yalnızlar Rıhtımı (film)İltihabi azaltmak icin
buğulu ilaclar da onerilebilir. Türkiye'de Asbestoz: Tersane ve gemi yıkım işçilerinde görülmektedir. Şu an için bu
Kaynak: Asbestozoluyor ve bu oyun içerisinde bir mahkum ki ‘' Yarabbim Orhan ‘' adında bir kader mahkumu güzel
buğulu sesiyle bu eskimeyen şarkıyı yorumluyor.
Kaynak: Gaye Turgutyapılan bir çaydır ki, kurutulmamış bir ginseng (수삼, 水蔘), kurutulmuş bir ginseng (건삼, 乾蔘) veya bir
buğulu kırmızı ginseng (홍삼, 紅蔘) olabilir.
Kaynak: Kore çayı