burjuva anlamı İng. bourgeoisie
Burjuvaziye mensup kişi.

burjuva anlamı
sf. esk. 1. Şehirde yaşayıp özel imtiyazlardan yararlanan: "Burjuva bir aileden doğmuş, bir fabrikatörle evlenmiş." -H. C. Yalçın. 2. Orta sınıftan olan, kent soylu.

burjuva anlamı
isim
1) bourgeois
sıfat
1) bourgeois

burjuva anlamı Fr.bourgeois
Orta sınıftan olan, kent soylu: § "burjuvalığı alt üst etmeye çalışıyor-Ziya Gökalp, Terbiyenin Sosyal ve Kültürel Temelleri, 224. § ""Ben" yok, "Biz" var; Pis burjuva kızı." -Adalet Ağaoğlu, Bir Düğün Gecesi, 219. § "Batum burjuvalarının zevk, neşe hıyabanı!" -Ruşen Eşref Ünaydın, C. 13, 76. § "Bu şahsiyetsiz zengin burjuva odası ve bütün bunların ortasında Ragıp beyin basit ve gülünç cambazlıkları…" -Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Bir Sürgün, 78. § "Yoksa, bahtiyar zatın aç veya tok, işçi veya burjuva, komünist veya faşist olması benim gözümde Tamamıyla farksızdı." -Peyami Safa, Yalnızız, 122. § "... bir burjuva gururu ve kibriyle gülümsüyor gibi." -Yavuz Bülent Bakiler, Üsküp'ten Kosova'ya, 2. § "Avrupalı bir burjuva örneği, birbirlerine balık ve kertenkele kadar uzaktır." -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 66. § "Viki, dinlediği mektupta bir Osmanlı aydınından, varlıklı ve soylu bir burjuva aileden bahsedildiğini rahatlıkla anlıyor, ama aynı adamın neden köylü Beyaz Hala'nın babası olduğunu anlayamıyordu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 79. § "Evet Madam! Kusur etmişim. Benim muradım burjuva (esnaf) güruhunun öyle pek de kolaylıkla fetholunur kalelerden olmadığını anlatmaktı." -Ahmet Midhat Efendi, Paris'te Bir Türk, 316. § "Burjuvalarla münevverler arasında da hukukça herkese müsavi olmayı kabul etmeyen sınıflar varsa, halk dairesinin haricinde kalmalıdırlar." -Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, 59. § "… burjuva evlerinin adabını ve konforunu kaybetmişti." -Ruşen Eşref Ünaydın, C. X, 91. § "... miskin burjuva servetleri beni tatmin etmiyor." -Peyami Safa, Bir Tereddüdün Romanı, 53. § "Bütün dava, güzellik ve dişilik büyüleri peşinde gezmekten başka tasası olmayan zavallı burjuva kızının tersi olabilmek…" -Necip Fazıl Kısakürek, Aynadaki Yalan, 5. § "Antika bir küçük burjuva münevveridir sizin hoca, dedi." -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 218. § "Roman ise, burjuva kökenli." -Cemil Meriç, Kırk Ambar, 249. § "Annem de çok küçük burjuvaymış." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 594. § "Rahatlarından başka bir şey düşünmiyen burjuvalar, roman dünyasında birer kahraman olarak yıllarca yaşayıp durdular, onlardan usanmıyan kalmadı artık." -Nurullah Ataç, Günlerin Getirdiği~Sözden Söze, 240. § "Klasik toplumsal gelişme şeması, kırsal/feodal ümmet toplumundan, kentsel/burjuva millet toplumuna ‘yükselmeyi' öngörüyor: ‘sıçramayı', ulusal demokratik devrim gerçekleştirir…" -Attila İlhan, Aydınlar Savaşı, 9.