Divanü Lügati't-Türk
bük anlamı
bük, sık ağaçlık
bük anlamı
köşe, bucak
bük anlamı
tomurcuk
bük anlamı
(Argu) köse, bucak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
bük anlamı
1. Ova ve dere kıyılarındaki çalı ve diken topluluğu. 2. Irmak ve göl kenarındaki sazlık. 3. Dere kıyılarındaki söğütlük. 4. Sarmaşık. 5. Böğürtlen. 6. Yabanî çilek. 7. Dağ üzümü. 8. Ahududu.
bük anlamı
1. Akarsu kıyılarındaki verimli tarlalar. 2. Bostan. 3. Akarsuya yakın bahçeler. 4. Çalılık, sazlık ve ormanların en sık olduğu yer. 5. Düz ve büyük toprak parçası. 6. Belen. 7. Yamaç, sırt.
bük anlamı
1. Dönemeç. 2. Akarsuların büküntü yerleri. 3. Köşe. 4. Bükülerek katlanmış bir şeyin her bir bükümü.
bük anlamı
1. Ağaçlık, çamurlu çalılık. 2. Sulak, çeltik tarlalarının toplu bulunduğu bölüm: Bizim bükte beş yüz, altı yüz tane çeltik tarlası var.
bük anlamıAğaca bağlanmamış üzüm kütüğü.
Malatya
bük anlamı
1. Akarsularda kıvrıntı, dönemeç. 2. Akarsuların en derin ve durgun akan yeri.
bük anlamıSık çalılık, fundalık.
Erzincan ve yöresi
bük anlamı1. Irmak kenarlarındaki verimli tarlalar. 2. Sık çalılık, dere kenarlarındaki sazlık
Malatya
bük anlamıÇalı, böğürtlen gibi bodur ağaçlardan oluşan alan
Adana, Osmaniye