Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

büyüteç ne demek?

 - 5 sözlük, 5 sonuç.

BSTS / Fizik Terimleri Sözlüğü

büyüteç anlamı İng. magnifying lens Osm. pertavsız Alm. Lupe, Linse Fr. lentille de la loupe
Verdiği büyümüş sanal görüntü ile küçük cisimleri incelemeye yarayan yakın odaklı yakınsak mercek.

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

büyüteç anlamı Osm. pertavsız Fr.loupe
(fizik)

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

büyüteç anlamı İng. magnifying glass Osm. pertavsız Fr. loupe
optik: Odak boyutu birkaç santimetre olan yaklaştırıcı mercek.

Güncel Türkçe Sözlük

büyüteç, -ci anlamı
is. fiz. Cisimleri büyüterek gösteren alet, pertavsız: "Onun hicvi, yalnızca görüntüleri büyüten bir büyüteç değil." -N. Hikmet.

Türkçe - İngilizce

büyüteç anlamı
isim
1) magnifying glass
2) glass
3) burning glass
4) handglass

büyüteç eş anlamlısı

pertavsız
is. fiz. esk. Büyüteç.

"büyüteç" için örnek kullanımlar

Sabah yazarı Hıncal Uluç köşesinde gazetelerin editörlerini büyüteç altına aldı.
Corner of the editors of the newspapers in the morning Hıncal Uluç author has come under scrutiny.
Kaynak: pressturk.com
Onun için 14 milyon konutun ısı yalıtımı, mantolama durumu büyüteç altına alınmalı.
14 million for her house heat insulation, jacketing should be under the scrutiny of state.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Bizi yakından takip ediyorlar ve bütün kusurlarımızı büyüteç tutarak yansıtıyorlardı.
And all of us are closely reflected shortfalls holding a magnifying glass.
Kaynak: bugun.com.tr
YAKLAŞIK iki hafta boyunca tıp eğitimi alanındaki sorunları büyüteç altına yatırmaya çalıştım.
For about two weeks I tried to deposit under the scrutiny of the problems in the field of medical education.
Kaynak: hurriyet.com.tr
İnsan yapımı en eski mercek antik Asur kentlerinden Nimrud 'da bulunmuştur. David Brewster bu merceğin büyüteç olarak ya da ateş
Kaynak: Mercek
Güçlü bir büyüteç ise pulun kâğıt ve baskısındaki detayların daha iyi görülmesini sağlar. Ayrıca odontometre ile pulların dantel
Kaynak: Filateli
(Cam, güneş ışığını bir büyüteç gibi çimenlere çeker. Çimenler, tutuşarak çimenlerin alevlenmesine ve dolayısıyla yangının oluşmasına
Kaynak: Orman yangını
Filmde küçük bir kız çocuğu; büyükannesine okuma gözlüğü olarak bir büyüteç armağan eder. Büyükanne bu büyüteçle bir kedinin, bir saatin
Kaynak: Grandma's Reading Glass
Çünkü bu renkler o kadar küçüktür ki ancak büyüteç ile baktığınız da bunları ayrı ayrı görebilirsiniz. Mesela fotoğraf üzerindeki turuncu
Kaynak: Tram
jpg | Spallanzani ‘nin Scandiano'daki heykeli onu elinde bir büyüteç ile bir kurbağayı incelerken göstermektedir. Yaşam öyküsü
Kaynak: Lazzaro Spallanzani
Aynı zamanda bu hikaye o dönemdeki kadının ve erkeğin toplumdaki yerini büyüteç altına almaktadır. Ayrıca hikayemiz, Türk edebiyat
Kaynak: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Böylece normal sinir dokusu , büyüteç veya cerrahi mikroskop kullanılarak büyütülür ve hasar derecesine göre yukarı veya aşağı doğru
Kaynak: Nörorejenerasyon
Gözlükleri büyüteç gibi kullanarak kumaşları incelemeye başlamış bu mikro canlıların varlıklarının farkına varınca da başka büyüteçler
Kaynak: Antonie van Leeuwenhoek
Kullanılan araçlar ve yöntemler: jpg | Bir büyüteç Resim:Odontometre. jpg | Odontometre olarak adlandırılan dantel(perforasyon) ölçme cetveli.
Kaynak: Pul koleksiyonculuğu
Hitler elindeki büyüteçle oynuyor, o sırada önünde serili haritalardaki ufak yazıları okumak için büyüteç kullanıyordu ve iki steno'da not
Kaynak: Claus von Stauffenberg
bozukluklar, yüzey durumu gibi kaliteyi etkileyen parametrelerin optik bir yardımcı (büyüteç gibi) kullanarak veya kullanmaksızın muayene edilmesidir.
Kaynak: Tahribatsız muayene
Erişilebilirlik Windows ve Linux'ün ikisi de yüksek karşıtlık, daha büyük simge / yazı, metin okuma ve büyüteç gibi erişilebilirlik
Kaynak: Linux ve Windows'un karşılaştırılması

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.