Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
ağrık anlamı
1. Eşya, yük, yolculukta önden gönderilen eşya, göç zamanı dönünce alınmak üzere bir yere bırakılan fazla eşya, ağırlık. 2. Yatak, yorgan gibi şeylerin konulduğu yer, yüklük. 3. Angarya iş, mânevi yük: Çocuğu bırak, ağrık etme. 4. Engel, mâni: Bağa gidecektim, önüme bir sürü ağrık çıktı.
ağrık anlamı
1. Ağrı, sancı, yel: Belime bir ağrık yerleşti. 2. Hastalık: Köyün sığırlarında ağrık var. 3. Sürüde yürüyemiyecek veya zor yürüyebilecek durumda olan keçi ve koyun: Ağrıkları dışarı çıkarsanız. 4. Koyunun yünü.
ağrık anlamıDüşkün, müptelâ: Evdekilerin hepsi de boğaz ağrığı.
-Çorum
Uğurlu *Ermenek -Konya
Çomaklı *Korkuteli -Antalya
ağrık anlamıKokmaya, bozulmaya yüz, tutmuş yiyecek, et.
Armutlu *Gölköy, -Ordu