düşük is. 1. Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, sakıt. 2.
sf. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış:
Düşük mide. Düşük omuz. 3.
sf. Az:
Düşük faiz. Düşük fiyat. 4.
sf. İktidardan düşmüş veya düşürülmüş. 5.
sf. Dil bilgisi kurallarına uymayan:
Düşük cümle. 6.
sf. mec. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan:
"Dolmuşa bindiğine göre orta hâlli belki de daha düşük olacak." -R. H. Karay.