Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

cezbetmek ne demek?

 - 2 sözlük, 2 sonuç.

Güncel Türkçe Sözlük

cezbetmek, -der anlamı
(-i) (ce'zbetmek) Kendine çekmek, bağlamak, etkilemek: "Uzun boyu ve endamındaki zarafeti ile beni cezbetti." -H. C. Yalçın.

Türkçe - İngilizce

cezbetmek anlamı
fiil
1) attract
2) lure
3) captivate
4) wile
5) magnetize
6) fascinate
7) charm
8) catch
9) beguile
10) draw on
11) fetch
12) bait
13) engross
14) hypnotize
15) prepossess

cezbetmek eş anlamlısı

bağlamak
(-i, -e) 1. Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak: Gemiyi iskeleye bağlamak. 2. Düğümlemek: İpi ipe bağlamak. 3. (-i) Yara ilaç koyup bezle sarmak: Yarayı bağlamak. 4. (-i) Denk yapmak, paket yapmak: Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5. (nsz) Oluşmak, tutmak, meydana gelmek: "Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı / Her yüze çiziyordu bir hüzün kırışığı" -F. N. Çamlıbel. 6. Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek: Birine haftalık bağlamak. 7. Anlaşma yapmak: İşleri sözleşmeye bağlamak. 8. (-i) Uyulması zorunlu olmak: "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." -Anayasa. 9. Başka bir işle uğraşamaz durumda olmak: Bu iş beni çok bağladı. 10. (-i) Sona erdirmek, bitirmek, tamamlamak. 11. (-i) Geçişi engellemek: Bütün yolları bağlamışlar. 12. (-i) Birini söz veya yazı ile bağlamak, taahhüt etmek, angaje etmek. 13. (-i) Büyü, muska vb.nin aracılığıyla birinin birtakım isteklerini veya yetkinliğini engellemek, yok etmek. 14. mec. Gönlünü kazanmak: Bu davranışınız beni size bağladı. 15. mec. Birinde bir şeye karşı ilgi, istek uyandırarak o şeye ilgi, yakınlık duymasını sağlamak. 16. mec. Bütün ilgisini bir yerde yoğunlaştırmak: "Kızım, ne yapsak da seni bu eve bağlayabilsek acaba?" -R. N. Güntekin.
etkilemek
(-i) 1. Etkiye uğratmak, tesir etmek: "Toplumu etkileyen olaylara herkes kendi yorumunu katıyor." -N. Cumalı. 2. Karşısındaki kişiyi kendi duygu ve istekleri doğrultusuna yöneltmek.

"cezbetmek" için örnek kullanımlar

P1 şu günlerde potansiyel alıcıları cezbetmek için dünyayı turluyor.
P1 to lure potential buyers these days, touring the world.
Kaynak: aksam.com.tr
Bu site doğrudan ya da dolaylı olarak Facebook oyuncularını cezbetmek için hareket eder.
This site Facebook as a direct or indirect moves to attract players.
Kaynak: ekonomi.haberturk.com
Başarılı çiftleşme sonrası, erkek bülbüller ötüş biçimlerini değiştirerek, dişileri cezbetmek için kullandıkları ıslıklı ötüşlerini
Kaynak: Bülbül
Çiftleşme döneminde her iki eşey de, muhtemelen birbirlerini cezbetmek için, boyun plakalarının ön kısmını, açtıkları galerilerin duvarına
Kaynak: Tos böceğigiller
Bitkilerin bu bileşikleri üretmek için harcadıkları enerjinin onlara sağladığı avantajlar şunlardır: polinasyon için böceklerin cezbetmek
Kaynak: Karoten
Ancak kadın, aslında kulübeyi çocukları cezbetmek için inşa etmiştir, amacı onları şişmanlatıp yemektir. Hansel'i bir kafese kapatır ve
Kaynak: Hansel ve Gretel
Michael O'nu cezbetmek için hoşlandığı bir yazıdan alıntı okur. Reviri ikinci ziyaretinde, Sara O'nun mezun olduğu Üniversiteden ondan iki
Kaynak: Pilot (Prison Break)
örneğin parnas adını "başkan" olarak değiştirdiler; yeni üyeler cezbetmek ve resmiyet kazandırılması için 1877'de yıllık 500$ maaşla
Kaynak: Bet Hamidraş Hagadol

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.