Neredeyse tüm ekiple önce
ahbap oldum, güvenlerini kazandım.
Almost all the team before the dude I've been gained confidence.
Kaynak: haberturk.comYazdığım kadarıyla
ahbap oluyor belki de daha fazlasını lüzumsuz buluyordunuz.
As far as I've written more than perhaps unnecessary buluyordunuz going dude.
Kaynak: blog.milliyet.com.trYemekte, tesadüfen, yan yana oturduk ve hemen
ahbap olduk.
At dinner, incidentally, sat side by side and were immediately dude.
Kaynak: turkrus.comKürt, Laz ve Arnavut fırıncılarla
ahbap olurum.
Kurdish, Laz and I'm Albanian bakers dude.
Kaynak: haberturk.comHer şey Los Angeles 'lı işsiz güçsüz, kaygısız ve miskin, bowling hastası "The Dude" (
ahbap) lakaplı Jeffrey Lebowski'nin (Jeff Bridges ),
Kaynak: Büyük Lebowskidur ve Türkçede Hey
ahbap, işte Sabata, işin bitti! anlamına gelmektedir. Film birçok ülkede sadece Sabata adıyla gösterime sunulmuştu.
Kaynak: Sabata Vadiler HakimiBizim üç
ahbap geldikleri sırada şehrin pazarıymış. Sokaklarda ekinler, yemişler, dokumalar, kumaşlar, demirler,kömürler küme küme durur,
Kaynak: Sırça Köşk (öykü)Uzun zamandır görüşemeyen
ahbap ve dostlar yılda birde olsa yeniden görüşmüş ve hasbahal etmiş olurlar. Bu gelenek geçmişte güreş ve
Kaynak: Kaldırayak, Ayancıkrepliğinin Türkçe karşılığının "Ne haber doktor" dan çok, "ne haber dostum" veya "ne haber
ahbap" şeklinde olması daha uygundur.
Kaynak: Aşka Vakit Yok (film, 1972)