Başkent temsilcisi, öğleden sonra ise koordinasyon ve
çabukluk çalıştı.
Capital representative, coordination and quickness worked in the afternoon.
Kaynak: medyaspor.comÇabukluk, yenilik, serilik gerektiren işler onlara hiç uymaz.
Agility, innovation, jobs that require them to fit rapidity.
Kaynak: bolugundem.com Koşu ve ısınma hareketleriyle başlayan idman,
çabukluk çalışmasıyla devam etti.
Running starting and warm-up exercise movements, continued to work on quickness.
Kaynak: sporx.comKoşu ve ısınma hareketleriyle başlayan antrenman,
çabukluk çalışmasıyla devam etti.
Running training started warming movement, quickness continued to work.
Kaynak: fanatik.com.trAmerikan futbolu, dayanıklılık, kuvvet, esneklik, sürat,
çabukluk, strateji, disiplin ve azim gerektiren oldukça kompleks bir spordur.
Kaynak: Amerikan futboluBir oyun kurucuda olması gereken en önemli özelliklerden biri olan "
çabukluk" konusunda Ender, Türk guardlar arasında en öndedir.
Kaynak: Ender ArslanUzun kolları,
çabukluk özelliği rakipelerine karşı herzaman üstünlük sağlamıştır. Bir çeyrekte 33 sayı atarak rekor kırdı. Kendisi gibi
Kaynak: George GervinTezlik : Cümleye tezlik,
çabukluk anlamı katar. Kurbağa hızla uzattığı dili ile sineği yakalayıverdi. Çocuk, annesini görünce yanına
Kaynak: Birleşik fiilMerenge müziği çok değişik stillere sahip olmasına rağmen tümünde keskin bir
çabukluk ve sürekli tekrarlandığını hissettiren ritimler
Kaynak: MerengueÖnemli Amazonlar: Adı,
çabukluk anlamına gelir. Penthesilea 'dan sonraki amazon kraliçesi. Emrindeki erkek köleleri sakatlayıp,
Kaynak: AmazonlarSempatik tavırları, liderlik vasıfları ve müthiş yetenekleri olan pasörlük, delicilik,
çabukluk, isabetli şutları, atletizmi ile takımını
Kaynak: Isiah ThomasC-130'un bakımı büyük bir kolaylık ve
çabukluk arz etmektedir. Gövdesinin alçak olması uçağın bakımının yer seviyesinde yapılmasını sağlar
Kaynak: C-130 HerculesBu sistemin avantajı, ateşli silahı doldurmada
çabukluk sağlanmış olması ve taşıma işlemi esnasında barut kaybının önlenmesiydi.
Kaynak: Mermi