Şehir Stadyumu'na gelen kadınlar, saha içine kurulan
çadıra geçti.
City Stadium, the women, the tent was set up in the field.
Kaynak: dunyabulteni.netYaralılar, ambulanslarla açık alanda kurulan
çadıra götürüldü.
The wounded, was taken to the tent set up in the open ambulances.
Kaynak: haber3.comBurada işçilerin kurmuş olduğu
çadıra sürekli müdahale oluyor.
Is continuous intervention of the workers, which was established here in the tent.
Kaynak: evrensel.netBir rehber önümüze düşüp, bizi bir
çadıra götürdü.
Fell in front of us a guide, took us to a tent.
Kaynak: hurriyet.com.trİftar çadırı, Müslüman ları oruç tutarak geçirdikleri Ramazan ayında iftarlarını açmaları için kurulmuş büyük
çadıra verilen ad.
Kaynak: İftar çadırıBahadır Han'ın yerleştirdiği bu Türkmen grubu zamanla çoğalarak 5000
çadıra kadar çıkmıştır. Horasan 'da meydana gelen coğrafik ve sosyal
Kaynak: DevecilerBu tırtıllar, grup halinde yaşar ağaç ların çatallı kısımlarına
çadıra benzeyen ipek ağ örerler. Yaban elması, kiraz , yaban kirazı gibi
Kaynak: Çadır tırtılıkurdurmuştur ve içinde güzel kızlar ve yiyecekler ve şarap bulunan
çadıra ansızın saldırı düzenleyen Tomris Hatun'un oğlu ve beraberindeki
Kaynak: Büyük KirosBunun üzerine Jack çok sinirlenerek
çadıra dalar, birkaç dakika sonra artık ses kesilmiştir. Kate, Jack'e daha önce ne yapmış olduğunu
Kaynak: Tabula Rasa (Lost)de bir gönderme yapar, Bob Hope filmle hiç alâkası olmamasına rağmen çöldeki
çadıra ünlü golf kıyafetleriyle girer, atışını yapar ve çıkar.
Kaynak: Bizim Gibi Casuslarkurdurmuştur ve içinde güzel kızlar ve yiyecekler ve şarap bulunan
çadıra ansızın saldırı düzenleyen Tomris Hatun'un oğlu ve beraberindeki
Kaynak: Tomris HatunTarihçe: Ömer Kudu bir ara
çadıra girer. Nedeni Yunan komutanını merak etmesidir. üstünde Giresun'a özgü abazıpka elbisesi ile girer
çadıra.
Kaynak: Terziali, Görelegöre Gargın bir kaplanın sırtına biner ve boynuzlu yılanını bir kamçı gibi kullanarak, çadırın önünde bekleyen korumaları yener,
çadıra girer.
Kaynak: Karkın, ÇumraYine akşam üstü
çadıra dönerken sürüyü yola düşürmüş kendisi de sürüden ayrılan keçisini takip etmeye başlamış. Keçi gür bir kaynak suyuna
Kaynak: Güzelpınar, Denizliodunlarının birbiri üzerine konmak ve
çadıra benzetilmek suretile kurulan Çatma adı verilen bir nevi evlerini yapmışlar ve tamamen iskan etmişlerdir.
Kaynak: Çeki, OrhaneliTürk cenazelerinde ölü bir
çadıra konur ve at, sığır veya koyun kurban edilirdi. Daha sonra atlarla çadırın çevresinde dokuz kez
Kaynak: YuğMüzakerelerin yapıldığı büyük çadırın 4 değişik girişi bulunmaktaydı ve böylece hiçbir taraf için
çadıra giriş protokolünde öncelik
Kaynak: Karlofça AntlaşmasıHanların ordugahında han çadırının üzeri altın kaplama olduğu için, bu
çadıra "Altınorda" deniliyordu. Zamanla bu kelime Türkçede "
Kaynak: Altın Orda DevletiTürklerde ev: Hükümdarın kaldığı
çadıra otağ denirdi. Kuzey bozkırlarında göçebeliğin yaygın olmasına karşın daha sulak bölgelerde yerleşik
Kaynak: EvAyrıca bilhassa kuzeyden yani Çapar/Gökçeler (Bekarlar) bölgesinden, kuzeydoğu ve kuzeybatı taraflarından bakıldığında tıpkı bir
çadıraKaynak: Akörü, Kaşşarkı türkü söyleyerek evden eve , çadırdan
çadıra giderek bir süre eğlenirler, mekân sahibi herhanği bir hediye verdikten sonra ayrılırlar.
Kaynak: Beştepe, Sivas