Üçü de savunma oyuncusunun
çaktırmadan rakibini ittiği hareketler.
All three of them on the sly defender pushed his opponent moves.
Kaynak: hurriyet.com.trHat, gösteren erkeğin içinde olduğu alanı işaret ediyor
çaktırmadan.
The line is in the area indicate that the sly man.
Kaynak: yesilgazete.orgBu yüzden bu anayasayı aradan
çaktırmadan geçirivermeyi düşünüyorlar.
So I think this whip on the sly break the constitution.
Kaynak: internetajans.comSofranın altından
çaktırmadan sana kim yemek verir peki?
Who gives you the sly under the dinner table to eat it?
Kaynak: hurriyet.com.trdalga geçmeyi, kendilerinden aşağı ve basit gördükleri bu zavallılarla
çaktırmadan eğlenerek tatmin olmayı adet haline getirmeleri anlatılır.
Kaynak: Salaklar Sofrası (film, 1998)O değilden : Farkına varmadan,
çaktırmadan Önlü arkalı konuşmak : İki yanlı konuşmak Sapır buçuk : Saçma sapan konuşmak. Sidik yarışı etmek
Kaynak: Aşağıçaybelen, BayatBu yüzden tamirci Harry (De Niro) bile işini kimselere
çaktırmadan gizlice yapmak zorundadır. Bu durum giderek Sam'in dengesini bozacak,
Kaynak: Brazil (film)Fidan çocuklarını herkesten saklar ve kimseye
çaktırmadan eve yerleştirir. Huysuz anneyle kendi yöntemleriyle uğraşmaya başlar.
Kaynak: Saklambaç (dizi)Bu sırada oradan geçen bir aylak, ona
çaktırmadan ekmeğini alıp yerine bir tuğla bırakınca aç kalan Charlie ot yemek zorunda kalır.
Kaynak: The Tramp (film, 1915)Charlie durumu Edna'ya
çaktırmadan çözmeye çalışır. Baş garsonun onu hesap için sıkıştırmaya başladığı sırada onlara rastlayan ve iş
Kaynak: The Immigrant (film, 1917)O sırada yoldan geçen bir sosis satıcısından gelen iştah açıcı kokularla uykudan uyanan Charlie, çitin arkasından satıcıya
çaktırmadan bir
Kaynak: A Dog's Life (film, 1918)Sally kaçtıktan sonra Caulfield bunalmış bir şekilde, ailesine
çaktırmadan kız kardeşi Phoebe`yi görmek için eve gider. Küçük kız kardeşi
Kaynak: Gönülçelen (roman)Ebe (başkan) parayı ellerini öne uzatan avuçları bitişik oyuncuların sırasıyla avuçlarını (avuçlar bitişik) dolaşır
çaktırmadan birisinin
Kaynak: Çavuş, Sungurlu