Google sen Android üzerinde
çalış, bize bişeyler daha göster.
You work on Google Android, Show us something more.
Kaynak: webrazzi.comPolitik o yarışmalar dedi.
Çalış ve sıranı bekle dedi bana.
He said political contests. Calis and he said to me, wait your turn.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.tr'Türk Övün,
Çalış, Güven' güven sözünde sadece övünme kısmında kaldık.
'Turkish pride, Work, Confidence' boasting a part only had words of confidence.
Kaynak: gercekgundem.comÇevre köylerin atık sularını taşıyan dere de
çalış.
Plays with the waste water stream in the surrounding villages.
Kaynak: haber01.comÇalış, Giresun ilinin Görele ilçesine bağlı bir köy dür. Tarihçe: çok tarihi bir köydür. köylüsü çalışmaya çok düşkün olduğu için
çalışKaynak: Çalış, Görele Fakat mekanizma, ses rengi ve
çalış tekniği yönünden birbiri ile pek ilgisi yoktur. Klavsen telleri bir mızrap ile çekerken, piyanonun
Kaynak: Klavsengrubun bas gitaristliğini yaptı. Bas gitar da teknik açıdan üstün olmasa da kendine özgü
çalış tarzı ve besteleri onu özel yapan niteliklerdendi.
Kaynak: Martin HenrikssonKabasaz takımlarında köçekçe ve oyun havası çalmak için kullanılan klasik kemençe ye yeni bir
çalış tekniği getirdi ve kemençeyi klasik
Kaynak: Kemençeci VasilakiBas klarinetin mekanizması ve
çalış tekniği, normal Si bemol klarinet ile aynıdır. Yalnız çeviklik bakımından daha sınırlıdır.
Kaynak: Bas klarinetAncak çok
çalış arak başarılı olabilirsin. Yemeğimi bitir ir bitir mez gelirim. Görüşmey eli nasılsın? Geç erken bizim eve mutlaka uğra.
Kaynak: Zarf-fiilKendine özgü bir akustik gitar
çalış tekniğine sahiptir. Gitarı farklı biçimlerde akor ettiğinden gitarın sesi birkaç kişi aynı anda
Kaynak: Nick Drake