çatmak ne demek?
- 6 sözlük, 18 sonuç.BSTS / Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü
çatmak anlamı Osm. çatmak
Mobilyayı meydana getiren elemanları birleştirme işlemi.
Mobilyayı meydana getiren elemanları birleştirme işlemi.
Divanü Lügati't-Türk
çatmak anlamı
kuzuyu koyuna katmak
kuzuyu koyuna katmak
çatmak anlamı
(Oğuz) kuzuyu koyuna katmak
(Oğuz) kuzuyu koyuna katmak
Güncel Türkçe Sözlük
çatmak, -ar anlamı
(-i) 1. Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak: "Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." -F. R. Atay. 2. Kereste vb.ni birbirine tutturmak: "Kırık tahtaları bir solukta yan yana çattılar." -L. Tekin. 3. Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek: "Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık" -M. A. Ersoy. 4. Yükü hayvana iki yanlı yüklemek. 5. Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak. 6. (-e) Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak: "Hacı Mustafa bağırıyor, ömründe böyle bir işe çatmadığını söylüyordu." -R. H. Karay. 7. (-e) Yazıyla veya sözle sataşmak: "Böyle söyler de sonra yemek biraz azca çıkarsa yahut pek düzgün olmasa aşçıya çatacak gibi olur." -M. Ş. Esendal. 8. (-e) Rastlamak, karşılaşmak: "Nerden çattım böylesi bir güzele..." -C. S. Tarancı. 9. (nsz) Sırası gelmek, zamanı gelmek: "Bir karara varma zamanı gelip çatmıştı." -C. Uçuk. 10. (-e) huk. Gemiler birbirine çarpmak.
(-i) 1. Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak: "Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var." -F. R. Atay. 2. Kereste vb.ni birbirine tutturmak: "Kırık tahtaları bir solukta yan yana çattılar." -L. Tekin. 3. Bir şeyi yapmak için gerekli parçaları bir araya getirmek: "Koca bir nahiye titreştik, odunsuz yattık / O büyük mektebi gördün ya, kışın biz çattık" -M. A. Ersoy. 4. Yükü hayvana iki yanlı yüklemek. 5. Başa yemeni, çatkı, yazma vb.ni bağlamak. 6. (-e) Üzücü, kızdırıcı veya şaşırtıcı olaylarla karşılaşmak: "Hacı Mustafa bağırıyor, ömründe böyle bir işe çatmadığını söylüyordu." -R. H. Karay. 7. (-e) Yazıyla veya sözle sataşmak: "Böyle söyler de sonra yemek biraz azca çıkarsa yahut pek düzgün olmasa aşçıya çatacak gibi olur." -M. Ş. Esendal. 8. (-e) Rastlamak, karşılaşmak: "Nerden çattım böylesi bir güzele..." -C. S. Tarancı. 9. (nsz) Sırası gelmek, zamanı gelmek: "Bir karara varma zamanı gelip çatmıştı." -C. Uçuk. 10. (-e) huk. Gemiler birbirine çarpmak.
Tarama Sözlüğü
çatmak anlamı
1. Birbirine bağlamak, tutturmak. 2. Parçaları birbirine tutturmak suretiyle bir şey yapmak. 3. Karşılaşmak, dokunmak, çarpmak
1. Birbirine bağlamak, tutturmak. 2. Parçaları birbirine tutturmak suretiyle bir şey yapmak. 3. Karşılaşmak, dokunmak, çarpmak
Türkçe - İngilizce
çatmak anlamı
fiil
1) wrinkle
2) wrinkle up
3) attack
4) be up against
5) knit
6) stack
7) jump at
8) jump on
9) run against
10) walk into
11) lash into
12) slap
kelime öbeği
1) fall foul of
fiil
1) wrinkle
2) wrinkle up
3) attack
4) be up against
5) knit
6) stack
7) jump at
8) jump on
9) run against
10) walk into
11) lash into
12) slap
kelime öbeği
1) fall foul of
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
çatmak anlamı
Kan almak için ustura ile vücudu çizmek.
Kan almak için ustura ile vücudu çizmek.
*Refahiye -Erzincan
çatmak anlamı
1. Rast gelmek. 2. Yetişmek.
1. Rast gelmek. 2. Yetişmek.
çatmak anlamı
Damalı, kareli.
Damalı, kareli.
*Merzifon -Amasya
çatmak anlamı
Örmek.
Örmek.
Afyon
çatmak anlamı
Varmak, ulaşmak, yetişmek
Varmak, ulaşmak, yetişmek
Arpaçay - Kars
çatmak anlamı
Yetmek, kafi gelmek; güc çatmak
Yetmek, kafi gelmek; güc çatmak
Erzurum
çâtmak anlamı
Vurmak, çalmak
Vurmak, çalmak
Güney-Batı Anadolu
çatmak anlamı
Yetmek; kâfi gelmek; çatmak. || güci çatmak: gücü yetmek
Yetmek; kâfi gelmek; çatmak. || güci çatmak: gücü yetmek
Erzurum
çatmak anlamı
Durdurmak, yerleştirmek, tutturmak
Durdurmak, yerleştirmek, tutturmak
Malatya
çatmak anlamı
Kurmak, tanzim etmek
Kurmak, tanzim etmek
Kırşehir
çatmak anlamı
Rast gelmek
Rast gelmek
Rize
çatmak anlamı
1. Ulaşmak 2. Karşılaşmak
1. Ulaşmak 2. Karşılaşmak
Kars
çatmak eş anlamlısı
karşılaşmak
(-le) 1. Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak: "Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir." -Ç. Altan. 2. (nsz) sp. İki sporcu veya iki takım yarışmak.
(-le) 1. Karşı karşıya gelmek, rastlaşmak: "Terdit, yazıda beklenmedik bir sonuçla karşılaşmak demektir." -Ç. Altan. 2. (nsz) sp. İki sporcu veya iki takım yarışmak.
rastlamak
(-e) 1. Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek: "Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı." -İ. O. Anar. 2. Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek: Taş cama rastladı.
(-e) 1. Bir kimse ile karşı karşıya gelmek, karşılaşmak, rast gelmek, tesadüf etmek: "Hava kararmaya başladığında, mezarlıkta sadece bir kişiye rastladı." -İ. O. Anar. 2. Atılan şey hedefi bulmak, rast gelmek: Taş cama rastladı.
"çatmak" için örnek kullanımlar
Gruba geldiğinde ilk yaptığı iş CHP'ye çatmak oluyor.
CHP is the first thing when it comes up against the group.
Kaynak: haber7.comBiz o davalara keyif çatmak için gelmiyoruz.
We're not going for it to enjoy the proceedings.
Kaynak: haberturk.comKaş çatmak hem moral olarak sizi içten kötü etkiler hem de yüzünüzde, özellikle alnınızda mimik çizgilerinizin erken oluşmasına neden olur.
Frown on your face as well as a moral as well as adverse effects inside you, especially in the early causes forehead lines you mimic.
Kaynak: kadin.haber3.comtahkim edilmiş mevzilerine çatmak yerine, zayıf kuvvetlerle tutulmuş olan Türk Kuvvetlerini güney kanattan kuşatmak üzere harekata başladılar.
Kaynak: Kütahya-Eskişehir Muharebeleri
Kaynak: Kütahya-Eskişehir Muharebeleri
Yakın Kelimeler
(Tahmin etmek için bir harf girin)
