Ama bu bir milletvekili mi, yoksa partide bir
çaycı mı bilemiyoruz.
But this is an MP or a party, we do not know a tea sellers.
Kaynak: haber7.comBunun yanında baraj yüzlerce
çaycı ve bekçi alacak değil ya!..
In addition, hundreds of dams, tea sellers, and the caretaker does not take either! ..
Kaynak: 08haber.comFotokopi cihazından da sorumlu olan
çaycı, notları çoğalttı.
Photocopying device, which is responsible for the tea sellers, notes multiplied.
Kaynak: haber7.comŞenay Savran /
Çaycı: Türkiye'de kadın hala ikinci sınıf muamelesi görüyor.
Senay Savran / Çaycı: In Turkey, women are still treated as second-class.
Kaynak: canakkaleolay.combölüm Sozin's Comet Part 4 'da Ateş Ulusu'nun başına geçmek yerine Ba Sing Se'de
çaycı dükkânı açmış, huzura varmıştır. Ek bilgi: 3.kitapta
Kaynak: IrohAslanova - Firengiz Azize Memmedova - Azize Memmedali Velihanlı -
çaycı A. Norbayev - Niyaz Fatih Fetullayev - Kuluzade Süsən Məcidova
Kaynak: Buluşma (film)Londra 'da bir sigorta komisyoncusunda
çaycı ve dosyalama memuru olarak işe başladı. Daha sonra Bond Street 'de çalışırken tutkusunun
Kaynak: Theo PaphitisCavit Çağlar'ın
çaycı, odacı, şoför gibi mal varlığı olmayan şahıslara kurulan bu şirketler Interbank Genel Müdürlüğü'nün İstanbul
Kaynak: İnterbankyemek ve çay servisi için "aşçı" ve "
çaycı"lar ayarlanır. Eskiden kadınlar düğüne kınaya giderken en göz alıcı şekilde giyinirler de
Kaynak: Karaşar, Çerkeş