"O zaman konjonktür öyleydi, zamanın şartları öyle olmasını gerektiriyordu, ondan başka
çıkar yol yoktu vs."
"At that time it was a conjuncture of time, so that the required conditions, he did not have another way out, etc.."
Kaynak: haber7.comTek
çıkar yol, halk müziğimize yeniden soluk kazandırmak üzere halkla bütünleşmeyi amaçlayan yeni uygulamalara yönelmektir.
The only way, to give the public the integration aimed at restoring faded folk music to prevent people to look to new applications.
Kaynak: evrensel.netSendikalar yasasındaki son değişiklik sendikal mücadelenin yeni bir hatta girmesini tek
çıkar yol olarak herkesin gözüne sokmuştur.
Unions last modified law of trade union struggle as the only way to enter a new line put into the eyes of everyone.
Kaynak: evrensel.netİşte bu nedenle Merkel tek
çıkar yol olarak, ücretlerin düşürülmesi anlamına gelen "her ülke kendi devalüasyonunu" yapsın fikrini ortaya atıyor.
For this reason, the only way Merkel, lower wages, which means "every country for itself devaluation" Let propound.
Kaynak: sabah.com.tr