Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çıkmak ne demek?

 - 4 sözlük, 8 sonuç.

Divanü Lügati't-Türk

çıkmak anlamı
nemlenmek
çıkmak anlamı
çereker bağlamak
çıkmak anlamı
çekerek bağlamak
çıkmak anlamı
çıkmak
çıkmak anlamı
dışarı çıkmak

Güncel Türkçe Sözlük

çıkmak, -ar anlamı
(-den) 1. İçeriden dışarıya varmak, gitmek: "Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık." -F. R. Atay. 2. (nsz) Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek: "Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı." -Atatürk. 3. (nsz) Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak: "Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum." -H. Taner. 4. Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek: "Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık." -Y. Z. Ortaç. 5. Süresi dolduğunda ayrılmak: Daireden çıkmak. Hastaneden çıkmak. Cezaevinden çıkmak. 6. (nsz) Yapılmak, yürümek: Bu dairede işler kolay çıkmaz. 7. Yetişecek ölçüde olmak: Bu kumaştan bir palto çıkar mı? 8. Eksilmek: Dörtten iki çıkarsa iki kalır. 9. Meydana gelmek: "Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır." -R. N. Güntekin. 10. (nsz) Sıyrılmak, ayrılmak: Bebeğin patiği çıktı. 11. (nsz) Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak: Borçlu çıkmak. Kârlı çıkmak. Alacaklı çıkmak. 12. Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek: "Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra." -T. Dursun K. 13. (-i) Bir şeyin yukarısına doğru yürümek: "Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık." -R. H. Karay. 14. (-de, nsz) Bir inceleme, bir araştırma sonucu bulmak: Sularda bakteri çıktı. 15. (-e) Yetkili birinin makamına iş için gitmek: Başkana çıkmak. 16. (-e) Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak: Arkadaşa piyango çıkmış. Bize yine gezi çıktı. Bu işten size de bir şey çıkar. 17. (nsz) Bir konu yetkililerce karara bağlanmak. 18. (-e) Mal olmak: Bu ev dört milyara çıktı. 19. (-e) Oyunda herhangi bir rolü oynamak: "Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı." -B. R. Eyuboğlu. 20. (-e) Bir yere ulaşmak, varmak: "Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar." -M. Ş. Esendal. 21. (-e) Karaya ayak basmak: "1919 senesi Mayısının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım." -Atatürk. 22. (nsz) Yayılmak, duyulmak: "Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu." -A. H. Tanpınar. 23. (nsz) Olmak, bulunmak, var olmak: "Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı." -O. C. Kaygılı. 24. (-e) Bir iddia ile ortalıkta görünmek: "Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın." -P. Safa. 25. (-den, nsz) Yayılmak: Lağımdan pis kokular çıkıyor. 26. (-e) Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek: Güreşte ona çıkacak kimse yok. 27. (-e) Bulaşmak: Kravatın boyası gömleğe çıktı. 28. (-i) Binaya kat eklemek: Evin ikinci katını çıkmadan havalar bozuldu. 29. (-e) Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak: "Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?" -M. Ş. Esendal. 30. (nsz) Niteliği sonradan anlaşılmak: "Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı. İstemem artık gözüm görmesin, soğudum, iğrendim. Atın evimden dışarı." -R. N. Güntekin. 31. (nsz) Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak: Akıllı çıktı da arkadaşına uymadı. 32. (nsz) Yerinden oynamak: "Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı." -R. N. Güntekin. 33. (nsz) Görünür veya belli bir durumda bulunmak: Tencerenin bakırı çıktı. Zayıflıktan kemikleri çıkmış. 34. (nsz) Oluşmak, olmak: Fırtına çıkmak. Soğuk çıkmak. 35. (nsz) Piyasaya sürülmek. 36. (nsz) Bitmek, büyümek, sürmek: Ekinler çıkmaya başladı. Bıyığı çıktı. 37. (nsz) Verilmek: Maaş çıkmak. Emir çıkmak. 38. (nsz) Ay veya mevsim geçmek: Mart çıktı. Kış çıktı. 39. (nsz) Yeni yetişip satışa sunulmak: Erik çıkmış. Çilek daha çıkmadı. 40. (nsz) Yükselmek, artmak: Fiyatlar çıktı. 41. (nsz) Artırmak, fiyatı yükseltmek. 42. (nsz) Sesini yükseltmek. 43. (nsz) Büyük abdest bozmak. 44. (nsz, -den) Giderilmek, yok olmak: Leke çıktı. 45. Unutmak: O söz benim hatırımdan çıkmadı. 46. (nsz) Ay, güneş görünmek: "Hava açılmış, ay çıkmıştı." -R. H. Karay. "Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu." -Y. K. Karaosmanoğlu. 47. (nsz) Yayımlanmak: "Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu." -Y. Z. Ortaç. 48. (nsz) Gelmek: "Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakiyle derhâl sezmişti." -R. H. Karay. 49. (-den) Gerçekleşmek: "İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!" -M. Ş. Esendal. 50. (nsz) Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak: Arabanın direksiyonu çıkmak. 51. (-den) Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek: Ev, ev olmaktan çıktı. 52. (-le) Flört etmek: "Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım." -A. İlhan. 53. (-e) Erişmek, görmek: "Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım." -S. F. Abasıyanık. 54. mec. Harcamak zorunda kalmak: Paradan çıkmak. Bin liradan çıktım. 55. (-i) argo Vermeye katlanmak: Çık bakalım paraları!

Türkçe - İngilizce

çıkmak anlamı
fiil
1) exit
2) go out
3) quit
4) climb
5) walk out
6) come out
7) go off
8) go for
9) ascend
10) rise
11) date
12) break out
13) emerge
14) get off
15) emanate
16) walk out of
17) move out
18) come up
19) mount
20) rub off
21) grow out of
22) hatch
23) step out
24) spring
25) break through
26) occur
27) take to
28) go with
29) eventuate
30) step up
31) go forth
32) walk out with
33) issue
34) stick
35) peep out
36) peep
37) stick out
38) well forth
39) come on
40) come off
41) take out
42) stem
43) escalate
44) sally forth
45) jut
46) prove
47) knock around
48) erupt
49) detach
50) work out
51) point
52) puff out
53) photograph
54) pullulate
55) puff up
56) spoon
57) shoot out
58) secede
59) come about
60) drop out
61) date up
62) crop out
63) extrude
64) go together
65) come to a head
66) flirt
67) jut out
68) knock about
69) launch
70) launch out
71) keep company with
72) originate
73) separate
74) extricate oneself
75) present oneself
76) pull out
77) rub out
78) sally out
79) grow up
80) take it's source from
81) have it's source in

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çıkmak anlamı
Oyunda kazanmak: Üç partide de o çıktı.

-Trabzon

"çıkmak" için örnek kullanımlar

Şanlıurfaspor'da yeni hocasıyla bizim üstümüze çıkmak isteyecekti.
Şanlıurfaspor'da new coach would want to go out on us.
Kaynak: urfahaber.net
Holford kitabında, stresle başa çıkmak için de 10 altın öneride bulunuyor.
Holford in his book proposal to deal with stress in the 10's gold.
Kaynak: gundem.milliyet.com.tr
Futbolda hedefimiz, bir an önce profesyonel lige, oradanda bir üst lige çıkmak.
Soccer goal, a moment ago a professional league, From there go a higher league.
Kaynak: anamurekspres.com
Zuhur bulmak, görünmek, ortaya çıkmak, öne çıkmak, ileri çıkmak, galip. Zuhuri kolu , Ortaoyunu nda bir kol. Zuhuri (şair), 17. yy şairi
Kaynak: Zuhuri
Vize, bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin. Vize, pasaport a, onu kullanarak ülkeye
Kaynak: Vize
Dördüncü Haçlı Seferi 'ne çıkmak üzere Latin'lerin 1204 yılında Konstantinopolis'e gelip; şehri kuşatıp; talan edip; kendi Katolik
Kaynak: Epir Despotluğu
Şamanların göğe çıkmak için kullandıkları atlara Pura (Bura) adı verilir. Sonraları İslamdaki Burak adlı binek ile özdeşleşmiştir.
Kaynak: Pura Han
Hikayesi: Sefere çıkmak üzere olan Osmanlı askerleri şimdiki Merdivenköy - Sahrayıcedid arasında bekler ve hazırlık yaparlarmış.
Kaynak: Sahrayıcedid Mezarlığı
Daha insanoğlu değil uzaya çıkmak, iki ayağı üzerinde zorlukla yürüyebilecek durumdayken onlar galaksinin en büyük imparatorluğunu kurmayı
Kaynak: Eldar (Warhammer 40000)
Küresel Miraslar Fonu (İngilizce : Global Heritage Fund, GHF), tehlike altında bulunan kültürel miras lara sahip çıkmak amacıyla kurulan
Kaynak: Küresel Miraslar Fonu
Output; hem çıkış, çıktı, hem de sistemden çıkmak, işlemleri etkinleştirmek veya düzenlemek gibi sistem üzerinde yapılan değişikleri ifade
Kaynak: Output
Yunan pasaportları, sadece uluslararası yolculuğa çıkmak için Yunan polisi tarafından Yunan vatandaşlarına çıkarılır. Yunan vatandaşları,
Kaynak: Yunan pasaportu
Wanderlust (Almanca'dan "wandern" - yürüyüşe çıkmak ve "Lust" - istek/arzu, WANDERlust olarak stilize edilmiştir.) Bush ile Gavin
Kaynak: Wanderlust (Gavin Rossdale albümü)
rastlamak için Runewenzorilerin 4.400 m yüksekliğine çıkmak gerekirken, Alpler de (45°) 2500 m'ye, Norveç 'te (60°) 1500 m'ye çıkmak yeterlidir.
Kaynak: Buzul
Auta çıkmak (gitmek) : Dışa çıkmak. Aut atışı (yapmak) : Dış atışı (yapmak) Aut çizgisi : Dış çizgisi. Agresif : saldırgan,mütecaviz,girişken,
Kaynak: Türk diline geçmiş yabancı sözcükler
Felsefenin sürekli tartışılan sorunlarının fasit dairesinin dışına çıkmak için, muhtemelen felsefede ilk kez, tarih ve yapının önemli
Kaynak: Georg Wilhelm Friedrich Hegel
İlçenin Ardeşen adını alması bir rivayete göre şöyledir; Yavuz Sultan Selim Trabzon Sancak Beyi iken, Osmanlı tahtına sahip çıkmak ister
Kaynak: Ardeşen
en ünlüleri İngiltere ve Amerika 'dan çıkmak üzere müzik piyasasını kasıp kavururken, Türkiye de gelişen bu akımlardan nasibini alıyordu.
Kaynak: Anadolu rock
Bu ligden altı takım TFF 2. Lig 'e çıkmak ve dokuz takım bölgesel lige düşmemek için mücadele etti. Sezon sonunda gruplarında şampiyon olan
Kaynak: 2010-11 3. Lig
Seyahate çıkmak veya yemek yemek gibi fiiller örnek olarak verilebilir. Bununla birlikte bir şeyin mübah oluşunun sınırları vardır; bir
Kaynak: Mübah
Ulusal ve etnik kimliklerine sahip çıkmak suretiyle Delphi Oyunları insanlığın temel değerlerini kuvvetlendirir. Böylelikle toplumlararası
Kaynak: Delfi Oyunları
Bu maçta finale çıkmak için sadece iki puana ihtiyacı olmasına rağman Lindsay Davenport 'a kaybetmiştir. Başarıları (6) : Gösterge (Tekler
Kaynak: Nathalie Dechy

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.