Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

çıplak ne demek?

 - 6 sözlük, 9 sonuç.

BSTS / Güzel Sanatlar Terimleri Sözlüğü

çıplak anlamı İng. naked, naked wall Alm. Nackt, Aktstudie Fr. nu
(Resim) Çıplak vücut resmi.

BSTS / Tarih Terimleri Sözlüğü

çıplak anlamı
1- Yeniçerilerde günlük hizmete başlamak üzere nöbetle soyunan erler. 2- Tersanede kaptanpaşa hizmetinde baldırları, kol ve omuzlan çıplak bir biçimde giyinmiş, bir çift tabanca ve uzun bir bıçakla silahlanmış olan erlere verilen ad: Küçük Hüseyin Paşa çıplakları.

Güncel Türkçe Sözlük

çıplak, -ğı anlamı
is. 1. Soyunmuş durumda olan vücudun resmi, nü. 2. sf. Üstünde bulunması gereken giysi, örtü vb. bulunmayan, üryan, nü, cıbıl, cıbıldak: "Kız, çıplak tabanlarını bozuk yolda şaplata şaplata köyün içerisine doğru uzaklaştı." -E. E. Talu. 3. sf. Saçsız (baş). 4. sf. Üzerinde yaprak olmayan: "Irmağın başında kocaman, çıplak bir tek kavak vardı." -H. E. Adıvar. 5. sf. İçinde gerekli eşya bulunmayan: "Ankara tepelerinin birinde, boz renkli bir binanın çıplak ve dar bir odasında onunla karşı karşıyayız." -Y. K. Karaosmanoğlu. 6. sf. mec. Yoksul (kimse): "Askerliğini yapmamış, beş parasız, çıplak bir Cemal'in nesi vardı evlenilecek?" -N. Cumalı. 7. sf. mec. Yalın, süssüz: Çıplak bir anlatım.

Türkçe - İngilizce

çıplak anlamı
sıfat
1) nude
2) naked
3) bare
4) unaided
5) undressed
6) uncovered
7) unclad
8) bleak
9) unvarnished
10) innocent of clothes

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

çıplak anlamı
Bir cins balık.

Çetrevilli *Silifke -İçel

çıplak anlamı
Fakir, züğürt olan (kimse).

Kızılköy *Dinar -Afyon
Körküler *Yalvaç -Isparta

çıplak anlamı
Çuval gibi ambalajı olmayan hububat: Arpa çıplak 18.25 kuruşa muamele görmüştür.

-Samsun

Yerleşim Birimleri Sözlüğü

Çıplak anlamı
Çanakkale ili, İntepe bucağına bağlı bir yerleşim birimi.
Çıplak anlamı
Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

çıplak eş anlamlısı

cıbıl
sf. hlk. 1. Çıplak. 2. Yoksul, parasız, geçim darlığı çeken.
cıbıldak
sf. hlk. Çıplak.

sf. 1. Çıplak. 2. is. Çıplak resim.
süssüz
sf. Süsü olmayan, süslenmemiş, gösterişsiz, yalın, sade: "Süssüz, boyasız bir genç kız; saçları kısacık kesilmiş." -A. İlhan.
üryan
sf. esk. Çıplak.
yalın
(I) is. hlk. Alev.
yalın
(II) sf. 1. Gösterişsiz, süssüz, sade (söz, yazı). 2. hlk. Çıplak, kınından çıkmış: "Dışarıdan içeriye ellerinde yalın kasaturalarla polisler daldı." -E. E. Talu.

"çıplak" için örnek kullanımlar

Çam kese tırtılı, çoğalırsa ağacı çıplak hale getirebiliyor.
Scrub pine caterpillar, bring replicated tree becomes bare.
Kaynak: haber.stargazete.com
Çıplak görüntüleriyle şantaj yapan patronunu öldürdü.
Images of naked blackmail killed the boss.
Kaynak: bursahakimiyet.com.tr
AK Parti'de milletvekilleri şu anda 'Kral çıplak' diyor.
The AK Party deputies currently 'naked king' he says.
Kaynak: haber7.com
wikt:çıplak | Çıplak anlamına gelen, Fransızca , 'nu' kelimesinden kaynaklanır. İnsan bedeninin çıplak olarak resmedildiği eserlere
Kaynak:
hayat kadını olduğu izlenimi uyandıran çıplak beyaz bir kadın, üzerinde yastıklar olan bir yatağa uzanmış halde betimlenmişti Kadına
Kaynak: Olympia (tablo)
Tabloda, Venüs olduğu düşünülen çıplak bir genç kadın, Rönesans dönemine ait bir sarayın gösterişli ortamında, bir kanepe ya da yatak
Kaynak: Urbino Venüsü
çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin birkaç çeşit mercek yardımıyla büyütülerek görüntüsünün incelenmesini sağlayan bir
Kaynak: Mikroskop
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.