parasız sf. 1. Parası olmayan:
"Hayatında ilk defa, parasız ve fakir oluşuna kızdı." -N. Hikmet. 2. Yoksul:
"Son gün hemen bütünüyle parasız çocuklara kalırdı bayram yeri." -A. Kutlu. 3. Para verilmeden elde edilen, bedava:
"Belediye halk için parasız plajlar açmayı düşünüyor mu?" -N. Hikmet. 4.
zf. Para verilmeksizin, bedavadan, bedava.