daktilo anlamı
is. 1. Yazı makinesi: "Aynı paragraf başları, aynı satır aralıkları, eminim yazıldıkları daktilo bile aynıdır." -A. Ümit. 2. Daktilograf: "Bir daktilonun ille hanende olması şart değildir." -H. Taner.

daktilo anlamı
isim
1) typewriter
2) typist

daktilo anlamı Fr.dactylo
1. Yazı makinesi: § "Kâğıtları "daktilo" edilmeye gönderdi." -Ruşen Eşref Ünaydın, Röportajlar II, 68. § "Sonra da bunları eski bir daktiloda temize çekiyorum" -Adalet Ağaoğlu, Başka Karşılaşmalar, 191. § "Mahkeme zabıtlarının daktilo ile tutulabileceği, okulda öğretmenlerin daha ağır ders takrir edecekleri ileri sürüldü." -Peyami Safa, Din-İnkılap-İrtica, 118. § "Daktiloyla yazılmış bir metindi bu." -Buket Uzuner, Uzun Beyaz Bulut (Gelibolu), 172. § "Refik "Daha daktilo edemedim!" dedi." -Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları, 364. § "Aslında gözlüklüyken o, etrafını aslında olduğu gibi; masayı masa, kalemi kalem, daktiloyu daktilo olarak görür." -Attila İlhan, Kurtlar Sofrası, 56 2. mec. Yazı makinesi ile yazmayı meslek edinen kimse: § "İçinde, bir taraftan takunyalı çocuklar, yeldirmeli kadınlar, bir taraftan da huni gibi dimdik (karavel) saçlı genç kızlar ve iğne topuklu daktilo hanımların gidip geldiği bu sokakta, göz Süleymaniye Camiine bitişik teneke ev tezadına denk bir mana okur." -Necip Fazıl Kısakürek, Hikâyelerim, 118. § "Müzakeresi bitince, temize çekilmek üzere daktilolara verildi." -Ruşen Eşref Ünaydın, Hatıralar IV, 30. § "Daktilolarını ayartmaya çalışırken bile onu düşünüyordu." -Ahmet Hamdi Tanpınar, Huzur, 223. § "Zannederim, hastaneye daktilonuz Leman'ı yoklamaya gittiniz?" -Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü, 121. § "Patronu daktilosuna Tokatlıyan'da randevu verecek değil ya…" -Nazım Hikmet Ran, Kan Konuşmaz, 236.