Ateş düşürücü damar
daraltıcı ve yüksek dozlarda müshil etki gösterir.
Constricting blood vessels and high doses of antipyretics laxative effect.
Kaynak: takvim.com.trO nedenle gündelik hayat derken kastettiğim
daraltıcı bir tanımdan öte aksine tüm katmanlarıyla somut gerçeklik.
I mean saying that narrowing the definition of everyday life so unlike all the other layers of concrete reality.
Kaynak: t24.com.trBu eksiklikler göz önüne alınmalı ancak turizm vizyonu ortaya konarken kompleksli bir yaklaşım
daraltıcı olabilir.
These deficiencies should be taken into consideration, but landed in the tourism vision of a complex approach may be contractionary.
Kaynak: kadinhaberleri.netÇelişki şurada: değişmez maddeleri sahiplenenler, bunların kapsayıcı özelliklerinden çok,
daraltıcı yorumlarını öne çıkarır.
Conflict over there: change agents have adopted comprehensive features of these too, emphasizes the contractionary comments.
Kaynak: birgun.netLGPL bir başka deyişle GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı, GPL bir kitaplığı kullanan bir eserin, GPL'deki şartları
daraltıcı bir lisansa
Kaynak: GNU Kısıtlı Genel Kamu LisansıPara politikasına, genellikle, "genişletici" ya da "
daraltıcı" para politikası kavramlarıyla atıfta bulunulur. Genişletici para politikası
Kaynak: Para politikasıBu tür problemlerde "A kümesi" genellikle, bir takım
daraltıcı kısıtlar, eşitlikler ve eşitsizlikler ile yerine verilecek(denenecek)
Kaynak: Optimizasyonve "malzemelere dürüstlük " gibi prensipleri
daraltıcı modernizm "kuralları" olarak görür ve mimariyi bu kavramlardan uzaklaşmayı amaçlar.
Kaynak: DekonstrüktivizmBunun tek sebebi
daraltıcı para politikasının spekülatif sermayenin ihtiyaçlarına cevap vererek herhangi bir çıkışı önlemeye çalışmasıdır
Kaynak: Finansal sermaye kontrolleriBu tarz üreteçlere örnek olarak dur-kalk üreteci , dalgalı kademe üreteci ve
daraltıcı üreteç örnek olarak verilebilir. Dalgalı kademe
Kaynak: Dizi şifresi