Sözce'de sorgulama yapmak için bir kelime girin

dayanak ne demek?

 - 8 sözlük, 11 sonuç.

BSTS / Ağaçişleri Terimleri Sözlüğü

dayanak anlamı Osm. siper Alm. Anschlaglineal
Ağaçişleri makinelerinde, işlenen parçayı gerekli konumda ve yönde ilerletmeye yarayan aygıt.

BSTS / Felsefe Terimleri Sözlüğü

dayanak anlamı İng. substratum Osm. mabih-ül-kıyam Lat.subtsratum Alm. Substrat Fr. Substrat hypokeimenon
Altta bulunan; temel. Niteliklerin taşıyıcısı; kendisine bir şey yüklenilen şey, töz. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların (görüngülerin) arkasında ya da Altında bulunması gereken şey.

BSTS / Matematik Terimleri Sözlüğü

dayanak anlamı İng. support Lat.supportare Alm. Stütze, Träger Fr. support
(…)

BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu

dayanak anlamı
(cebirde) bakınız» taban(geometride).

BSTS / Uygulayım Terimleri Sözlüğü

dayanak anlamı İng. 2- support Osm. 1- siper; 2- süpor Fr.2- support
1- ağaç işleri: İşlenen parçayı gerekli konumda ya da yönde ilerletmeye yarayan aygıt. 2- kimya: Değişik düzenekleri dayamaya, devinimsiz tutmaya yarayan tahta, demir vb. yapılmış aygıt.

Güncel Türkçe Sözlük

dayanak, -ğı anlamı
is. 1. Dayanılacak şey, istinatgâh, mesnet. 2. mec. Bir iddiayı güçlendirmeye yarayan tanıt. 3. mec. Destek, dayanak noktası: "Söylenenleri destekliyor, onlara dayanak oluyordu." -T. Buğra. 4. fel. Bir gerçekliğin onaylanması için olayların arkasında veya Altında bulunan şey, kendisine bir şey yüklenilen, bir varlığa destek olan, altta bulunan temel.

Türkçe - İngilizce

dayanak anlamı
isim
1) support
2) base
3) abutment
4) fulcrum
5) ground
6) hinge
7) mount
8) rest
9) prop
10) pivot
11) anchorage
12) abuttal
13) shore

Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü

dayanak anlamı
Destek.

*Eğridir köyleri -Isparta

dayanak anlamı
Kalınca, uzun sopa, baston, asa.

Yayla *Tefenni Burdur
Passa -İzmir
Yeniköy Balıkesir
-Gümüşhane

dayanak anlamı
1.bakınız» dayak-4. 2.bakınız» dayak-1.
dayanak anlamı
Koruyucu, koruyan.

*Eğridir köyleri -Isparta

dayanak eş anlamlısı

istinatgâh
is. (istinatgâ:hı) esk. Dayanacak, güvenecek, sığınacak yer, dayanak.
mesnet
is. 1. Dayanak. 2. esk. Mevki, makam: "Annem ata, arabaya, kendi tabirince mansıba, mesnede, hanımefendiliğe can atan bir kadındı." -H. E. Adıvar.

"dayanak" için örnek kullanımlar

Dayanak olarak da üç zabıtanın olay günü hazırladığı tutanağı gösterdi.
Report prepared by a three-day event showed that as the basis for municipal security officers.
Kaynak: timeturk.com
Manipülatif haberlere dayanak olarak gösterilen, Yargıtay savcısının görüşüdür.
Shown in reports as a basis for manipulative, the view of the public prosecutor at the Court of Cassation.
Kaynak: kanalahaber.com
Değerleme hizmetlerine dayanak olan yazılı sözleşmeler işbu esaslara aykırı olamayacak.
Valuation services to be contrary to the principles underlying the written agreements of this.
Kaynak: haberler.com
Gönderilen yazıda yasal dayanak bulunmamaktadır.
Sent article does not have a legal basis.
Kaynak: haber3.com
Senet kelimesi Arapça sanad 'dan gelir, özgün anlamıyla dayanak noktası, bir iddianın dayanağı demektir. Senet günümüzde aşağıdaki
Kaynak: Senet
Ayak iskemlesi veya Sedir (İngilizce : Ottoman), tek parçadan oluşan, arkaya veya kenarlara yaslanmak için dayanak parçaları olmayan,
Kaynak: Ayak iskemlesi
Kantçılık, Kant felsefesini dayanak olarak alan felsefe eğilimi. 19. yüzyıl felsefesi nde ve 20. yüzyıl felsefesi nde etkili olmuş ve
Kaynak: Kantçılık
Ancak tarihsel dayanak yoktur. Müslümanların İber Yarımadası ndaki varlığı en son Morisko 'ların 1609 yılında İspanya 'dan sınır dışı
Kaynak: Endülüs
Bunlardan ilk üçü coğrafyanın dayanak ilkeleridir. Sonuncusu ise coğrafî araştırmalar sonucu elde edilen bilgilerin söylenişidir.
Kaynak: Coğrafya
Anayasası , Kongre 'ye "bir deniz kuvveti temin etmek ve muhafaza etmek" gücünü vererek bir deniz askeriye kuvveti için yasal dayanak sağlamıştır
Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri Deniz Kuvvetleri
devlete karşı başkaldırma hakkının doğması fikri liberal devrimcilerin dayanak noktası olur. Monarşi lere karşı yapılan devrimlerin sonucu
Kaynak: Liberalizm
ayrılmış ve dış gerçekliğin varoluşunu kabul ederek, söz konusu nesnel gerçekliği "duyumları mümkün kılan, kalıcı dayanak" olarak tanımlamıştır.
Kaynak: John Stuart Mill
Bu öğreti, Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarında yazılmış bazı metinlerde birkaç dayanak noktası bulabiliyordu. 3. yüzyıl da Origenes , oğlun
Kaynak: Aryanizm
Bir diğer dayanak ise şehrin fethedilişi sırasında o kargaşada surlara bayrağı ilk diken kişinin isminin sağlıklı bir şekilde
Kaynak: Ulubatlı Hasan
(medeni hukuk) kuralları kodeks idir. Osmanlı İmparatorluğu 'nun son yarım yüzyılında şer'i mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır.
Kaynak: Mecelle
Cami nin kubbesi altı dayanak üstündedir. İki yanından ikişer yarım kubbeyle çevrelenmiştir. Dışarı doğru çıkıntılı mihrab tarafında
Kaynak: Eski Valide Camii
Bu prensibin en önemli dayanak noktası bir yapının veya cismin şekli sadace onun fonksiyonuna veya amacına göre şekillenmesidir.
Kaynak: Biçim işlevi takip eder
Yerli malı sergileri, Türkiye'de endüstriyelleşme ile ilgili değerlendirmelerin yapılması için dayanak noktası olmuştur. Tarihçe
Kaynak: Yerli Malı Sergisi

Yakın Kelimeler

Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
Vagonmedya.com
2009-2024 © Sözce hakları saklıdır.