Doğu'dan gelen her şey kötüydü ve şiddetle
def edilmeliydi!
Everything from the East was bad and had to be violently def!
Kaynak: takvim.com.trBütün dünyayı susturdunuz, müthiş tehacümatı
def ettiniz.
Shush whole world, Have a great tehacümatı def.
Kaynak: risaleajans.comGerekeni yap artik *Papa bile istifa etti sen hala ordasın.
def ol sadri şener.
* Even the Pope has resigned from now you still do what you're there. Become a Sadri Sener def.
Kaynak: spor.haber3.comSaldırıları püskürterek, belaları
def ederek, tuzakları bozarak güçlendik.
Attacks by spraying, by def plagues, grew stronger by breaking traps.
Kaynak: yenialanya.com