Zamanımızda gençlerimizin yaşadığı en büyük buhran,
değersizlik ve materyalizmdir.
Time in his youth, the great depression, worthlessness, and materialism.
Kaynak: haber7.comBu insanlar bir anda kendilerini boşlukta buluyorlar ve büyük
değersizlik hissi yaşıyorlar.
These people suddenly find themselves in space and live in a great feeling of worthlessness.
Kaynak: blog.milliyet.com.trTanzimat aydınının başlattığı, Cumhuriyet'in kurucu kadrosunun ortadan kaldırmaya çalıştığı
değersizlik duygusuyla hâlâ mücadele ediyoruz.
Reforms initiated by intellectuals of the Republic, the founding team trying to eliminate the feeling of worthlessness are still struggling.
Kaynak: sabah.com.trSevgi evlerinde kalan çocukların sosyal desteğe ihtiyaçları var.
Değersizlik duygusu, bir insanın kendisini diğer insanlardan daha
değersiz bir varlık olarak algılamasıdır.
Social support needs of children who have love in their homes. Sense of worthlessness, a person's perception of itself as a being inferior to other people.
Kaynak: haberler.comInsignificance, önemsizlik,
değersizlik, anlamsızlık gibi karşılıkları olan İngilizce bir sözcüktür. Insignificance (oyun), İngiliz oyun
Kaynak: InsignificanceKıskançlık yaşayan birisi zaman ile
değersizlik, çaresizlik, öfke, mutsuzluk ve yalnızlık gibi duyguları da yaşar. Bu davranış bozukluğu
Kaynak: KıskançlıkYalnızlık duyan insan terkedilme, dışlanma, depresyon , güvensizlik, umutsuzluk, anlamsızlık,
değersizlik ve kızgınlık duygularıyla
Kaynak: YalnızlıkCavalcanti'yi asıl ilgilendiren, aşkın neden olduğu çeşitli ruh halleridir: Karşılık görme umudu, yakarma,
değersizlik duygusu (acı çekme
Kaynak: Guido Cavalcantideğişmeler, bedensel şikayetler, kognitif bozukluklar, enerji azalması,
değersizlik ya da suçluluk duyguları veya ölüm ve intihar düşünceleri vardır.
Kaynak: AlprazolamHayattan zevk kaybı, ilgi azalması, konsantrasyon bozukluğu, dikkatte azalma ve buna bağlı unutkanlık, karasızlık,
değersizlik hissi,
Kaynak: Majör depresif bozukluk