dehşet ne demek?
- 2 sözlük, 2 sonuç.Güncel Türkçe Sözlük
dehşet anlamı
is. 1. Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı: "Şu dehşet orTamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." -A. Ağaoğlu. 2. sf. Olağanüstü: "Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun." -R. N. Güntekin. 3. ünl. Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz: Dehşet, bu ne güzellik!
is. 1. Bir tehlike veya korkunç bir şey karşısında duyulan ürküntü, yılgı: "Şu dehşet orTamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor." -A. Ağaoğlu. 2. sf. Olağanüstü: "Sen büyüdükçe dehşet bir şey oluyorsun." -R. N. Güntekin. 3. ünl. Olağanüstü şeyler karşısında şaşma anlatan bir söz: Dehşet, bu ne güzellik!
Türkçe - İngilizce
dehşet anlamı
isim
1) horror
2) terror
3) funk
4) dismay
5) dread
6) fright
7) trepidation
8) consternation
9) fear
10) alarm
11) frightfulness
isim
1) horror
2) terror
3) funk
4) dismay
5) dread
6) fright
7) trepidation
8) consternation
9) fear
10) alarm
11) frightfulness
dehşet eş anlamlısı
olağanüstü
sf. 1. Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade: "Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." -H. E. Adıvar. 2. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade: "İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış." -K. Tahir. 3. Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade: "Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var." -H. Taner.
sf. 1. Alışılmıştan, benzerlerinden farklı olan, fevkalade: "Bazı kentlerin, insanın üstünde olağanüstü bir etkisi oluyor." -H. E. Adıvar. 2. Beklenmedik bir zamanda yapılan, önceden tasarlanmamış olan, fevkalade: "İlk önemli dedikodu, olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış." -K. Tahir. 3. Büyük bir hayranlığa yol açan, harikulade: "Kadın milletinin bu gibi ince hesaplarda olağanüstü bir kabiliyeti var." -H. Taner.
yılgı
is. ruh b. Fobi: "Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." -S. İleri.
is. ruh b. Fobi: "Ayakta kalabilmenin, yılgılardan kurtulmanın son imkânı buradan geçiyordu." -S. İleri.
"dehşet" için örnek kullanımlar
Mahallede dehşet saçan saldırganlar, kaçarak izlerini kaybettirdi.
Terrorizing the neighborhood, attackers fled traces of the lost.
Kaynak: bursadabugun.com12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto. Dehşet anları: 10 araç birbirine girdi!
12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto. Horror moments: 10 vehicles entered together!
Kaynak: kanalahaber.com< önceki haber; |; sonraki haber >. Dehşet anları kamerada.
<Previous article; |; next article>. Horror moments on the camera.
Kaynak: iha.com.trApartman yöneticisi binada dehşet saçtı.11908.
Building apartment manager saçtı.11908 horror.
Kaynak: haberaktuel.comKorku filmi izleyicilerde korku , dehşet, terör veya tiksinti uyandırmak amacıyla kurgulanan bir film türüdür . Korku film lerinin
Kaynak: Korku filmi
Kaynak: Korku filmi
Nemea Aslanı; Argolis Bölgesinde Nema adındaki vadide yaşayan ve etrafa dehşet saçan bir aslanın adıdır. Bu aslan Herkül (Yunan
Kaynak: Nemea Aslanı
Kaynak: Nemea Aslanı
Esir pazarından Osmanlı haremine uzanan kader yolunda yaşanan dehşet verici günler. Hareme girince kurtulduğunu düşünen genç bir kızın
Kaynak: Moskof Cariye Hürrem
Kaynak: Moskof Cariye Hürrem
Bunlar; yüksek seviyede beklenti veya ümit etme, kararsızlık, anksiyete , endişe, heyecan, gerginlik ve dehşet gibi duygulardır. Red
Kaynak: Gerilim (tür)
Kaynak: Gerilim (tür)
Herşeyin ve Hiçliğin Babası Kaos (Tanrıları da yaratan tanrı) çocuklarına ders vermek için onların yarattığı dünyaya dehşet saçmaya karar verir.
Kaynak: Yaz Alevi Ejderhaları
Kaynak: Yaz Alevi Ejderhaları
Çekirgeler zengin bitki örtülü ülkelere yaptıkları dehşet verici göç lerle ünlüdür. Kümeler halinde bırakılan yumurta lardan ilk
Kaynak: Çekirge
Kaynak: Çekirge
Yakın Kelimeler
Google Reklamları
(Tahmin etmek için bir harf girin)
