Sonra rakibinin açığını kollayacaksın,
derinlemesine oynayacaksın.
Then the opponent's vulnerability kollayacaksın, in-depth play.
Kaynak: sabah.com.trdakikada Sedat'ın
derinlemesine pasında topla buluşan Tuğberk ortaladı.
Meet at the ball centered Tuğberk Sadat in-depth pasında minutes.
Kaynak: bugun.com.trBütün bu sinyaller, biraz daha
derinlemesine Öcalan'la konuşuldu muhtemelen.
All these signals are probably a little more in-depth Öcalan discussed.
Kaynak: urfahaber.netYapının
derinlemesine savunma özelliği hemen fark ediliyor.
Defense in depth is immediately noticeable feature of the building.
Kaynak: hurriyet.com.trTifduruk (Almanca: Tiefdruckverfahren -
Derinlemesine baski) matbaa cilikta kullanilan bir baskı teknigidir. yontemi ile
derinlemesine islenir.
Kaynak: TifdurukAntropoloji özellikle kültürel görecelilik , bağlamın
derinlemesine incelenmesi ve kültürler-arası karşılaştırmalara verdiği önem ile
Kaynak: AntropolojiCeza hukuku olarak tanımlanabilir daha sonraları Hahamlarca Mişna'nın daha
derinlemesine açıklamaları yapılmış ve buna Gemara adı verilmiştir.
Kaynak: TalmudVadiler, akarsu ların yaptığı aşınmayla yanlamasına,
derinlemesine gelişir. Genellikle dağ ya da tepe lerle çevrelenirler.
Kaynak: VadiKapsamlı bilgi ve birikim gerektiren soyut konularla
derinlemesine ilgilenen kişi. Mesleği, mal ve hizmet üreten diğer meslek
Kaynak: EntelektüelBazı büyük klinik deneylerle E vitamininin sağlığa yararları daha
derinlemesine değerlendirilmektedir. Tokol lerin (tokoferol ve
Kaynak: E vitaminiTıpkı o film gibi, "Başkalarının Hayatı" da bir politik rejim eleştirisinden daha çok, kişilerin ruh hallerini
derinlemesine inceleyen,
Kaynak: Başkalarının Hayatışairleri ve eserlerini tanımayı, Alman Edebiyatı'nın tarihini, Batı Kültürü'nün ve Edebiyat'ının özelliklerini
derinlemesine incelemsini yapar.
Kaynak: Alman dili ve edebiyatıBepanthol Body Lotion : Cildini
derinlemesine nemlendirir.• Yüksek su bazlı olmasından anında serinlik hissi verir.• Kokusu ile tazelik ve
Kaynak: BepantholBookie", başlarda bir ganster filmi gibi dursa da ilerleyen dakikalarında
derinlemesine karakter tahlilleri yapan bir psikolojik drama dönüşür.
Kaynak: Çinli Bir Bahisçinin ÖlümüJustinianos tarafından hazırlatılan, Roma Hukuku konusunda en geniş ve
derinlemesine bilgi veren, sonradan bu ismiyle anılan hukuk külliyatıdır.
Kaynak: Corpus iuris civilisBu,
derinlemesine bir anlamı olmayan yer tanımlamasıdır. Coğrafya: Ulu r u yaklaşık 2 km uzunlukta, 1,7 km'yi bulan genişliktedir ve çevresi
Kaynak: UluruPopüler bir bilim dergisi olan Bilim ve Ütopya, Türkiye ve dünyanın önünde duran bilimsel sorunlara
derinlemesine bakış açısı geliştirir.
Kaynak: Bilim ve Ütopyabölgesinde yaşlılara hizmet veren bir kaplıca tedavi merkezi çevresinde geçen bu filminde üç kadının
derinlemesine işlenmiş bir portresini çizer.
Kaynak: Üç Kadın (film, 1977)alana ait sorun özel bir görüşle veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi, bir konu üzerinde
derinlemesine bir inceleme de yapılabilir.
Kaynak: Monografialanları birbirinden çok farklı gençleri bir araya getirdi, pek çok konunun gençler arasında
derinlemesine irdelenip tartışılmasını sağladı.
Kaynak: Hüseyin CöntürkBöylece
derinlemesine düzenlenmiş sahnede odak dışı yer bulunmuyor ve görüntü seyirciye eş önemde sunulan ön, orta ve arka plandan
Kaynak: Net alan derinliğiÖte yandan Buffy, Giles'ın komandolar hakkında
derinlemesine araştırma yapmasını engellemek için, onun dikkatini başka yöne çekmeye
Kaynak: Doomed