Bu durumdan sağlık kesimi de, eğitim camiası da aslında
dertli.
This is the situation in the health sector, education, community, or the fact that the sufferer.
Kaynak: ozgurkocaeli.com.trLig E Grubu'nda hakemler yüzünden
dertli olduklarını söyledi.
League Group E of the judges said they were heartbroken.
Kaynak: haber3.comVatan gazetesinden Özlem Ülkü'ye konuşan ailesi çok
dertli.
Vatan newspaper Ülkü speaking family is very heartbroken craving.
Kaynak: gazetea24.com'Oğlum bak git' görüntüleri ile fenomen haline gelen Selçuk Kahraman, çok
dertli!
'Go look at my son' which has become a phenomenon with images Selcuk Hero, so the sufferer!
Kaynak: takvim.com.trKonularını İstanbul'un kenar mahallelerinde yaşayan dar gelirli ailelerin
dertli,çekişmeli hayatlarından alan Buyrukçu'nun 21 Öykü,10
Kaynak: Muzaffer Buyrukçuyakılır Karşıki yamanın düzdür yaylası Bellidir ğelişinden rişvan ağsı
Dertli anamın ğeliyor yosma bacısı Gelele sunaboylum,
dertli bacım
Kaynak: Karanlık, KangalDizinin öyküsü, orta yaşlardaki taksi şoförü Kamil (Burak Sergen ), onun kadınlardan yana
dertli arkadaşları ve yıllardır bir türlü
Kaynak: Erkek Tarafı