Tasasız 
dertsiz çocuk olması gerekirken, o insanlarla mücadele ediyordu.
It should be carefree carefree child, she struggled with people.
Kaynak: haberler.comEmek, bilgi ister ama yine de 
dertsiz başınıza dert almazsınız.
Labor, but still carefree like to learn by yourself you will not get trouble.
Kaynak: haberturk.comSanayicilikten turizme kaydınız, turizm için daha 
dertsiz ya da daha karlı diyor musunuz?
Sanayicilikten record tourism for tourism, or more profitable than the carefree Are you saying?
Kaynak: ekonomi.haberturk.comHer geçen gün gösteriyor ki Galatasaray devre arası transferleriyle 
dertsiz başına dert açtı.
Every day from the circuit shows that the transfer of Galatasaray opened carefree trouble.
Kaynak: birgun.netTurist Ömer, avare, 
dertsiz tasasız yaşayan, fakir bir kişidir.  Hiçbir işte sürekli çalışmamış, hep çalıştığı işten kovulmuştur.
Kaynak: Turist Ömer (film)Ormanda arkadaş olduğu Timon ve Pumbaa sayesinde hakuna matata felsefesini öğrenir ve 
dertsiz, tasasız bir yaşam tarzı olan bu felsefeyi
Kaynak: Aslan KralHaris'Çiftçi' anlamı olan Haris kelimesine sahip olan bu karakter, sahip olduğu Aydakar'la 
dertsiz başına dert aldı.  Biraz aklı havada
Kaynak: CilleKonu: İki çocuk 
dertsiz tasasız birlikte büyürler. Bundan 14 yıl sonra, Avusturya  Prensesi Marie Antoinette o zaman Fransa kralı olan XV.
Kaynak: Versay'ın Gülü