Şarkılarına eşlik edip
detone olan Gazi'yi de uyardığı olmuştu, küskünlüğü göze alarak.
Accompanied by songs and detuned at the Ghazi had been warned, in defiance of resentment.
Kaynak: gundem.milliyet.com.trTuğçe Pala'nın konuk olduğu programda, kulağıma, Bahadır'dan hiç alışmadığım bozuk sesler,
detone sesler gelmeye başladı.
Pala's guest is Tuğçe program, to my ears, no alışmadığım Bahadır'dan broken sounds, detuned voices began to arrive.
Kaynak: gunes.comBuna rağmen canlı performansı hiç bir zaman çok parlak olmamıştır,
detone olmasa da sahnede tükettiği alkol miktarının fazlalığının
Kaynak: Ville LaihialaÇünkü tanbur yapı itibarıyla aslen mızraplı bir sazdır ve biraz ajiliteli eserlerde yaylı tanbura hâkimiyet iyice güçleşmekte ve
detoneKaynak: Yaylı tamburPerformansın ardından Swift'in şarkıları söylerken
detone olduğu ve bu yüzden çok eleştirildiği için Big Machine Records CEO'su Scott
Kaynak: Today Was a Fairytaledergisinden Jill Serjeant şarkı için Swift'in 2010 Grammy Ödülleri'nde
detone olan sesini ağır eleştiren kişilere bir cevap olduğunu söyledi
Kaynak: MeanPerformansın ardından Swift'in şarkıları söylerken
detone olduğu ve bu yüzden çok eleştirildiği için Big Machine Records CEO'su Scott
Kaynak: You Belong with Mekalın(pest) seslerde (dem sesler) fosurtusuz, tiz seslerde ise çatlak veya
detone ses çıkarmayacak şekilde seslendirme becerisine sahip olmak.
Kaynak: Taksim (müzik)