Bu nedenle hakem, kendi sağduyusunu bu kararda
devre dışı bıraktı.
For this reason, the referee, in its widest sense has disabled this decision.
Kaynak: goal.comBiz bu iki derneği
devre dışı bıraktık, yeni bir dernek kurduk.
We have disabled the association of these two, we have established a new association.
Kaynak: haber3.comSistem tek bir tuşa basarak
devre dışı bırakılabiliyor.
The system can be disabled by pressing a single button.
Kaynak: kadikoygazetesi.com"Aman döviz harcamayalım" diyerek döviz kazanmayı da
devre dışı tutmadık mı?
"Oh, not waste exchange by saying" we did not disable the foreign exchange gain right?
Kaynak: sabah.com.tr