Evet, bir iklimdi eski nesil hülyalarımızı
devşiren, bizi maziyle avunduran… Güçlü bir aile yapımız vardı.
Yes, the older generation hülyalarımızı a iklimdi devşiren, avunduran maziyle us ... had a strong family structure.
Kaynak: pressturk.comAskerlerin geçmişte yaptığı hatalar üzerinden siyaset
devşiren AKP iktidarı, 28 Şubat ve benzeri davaları bir siyasal rövanşa çevirdi.
Politics over the mistakes made in the past devşiren the AKP government troops, February 28, and the like cases turned a political rematch.
Kaynak: gercekgundem.comIlgaz, Türkiye'de toplumdaki tepkileri
devşiren siyasi islamın, doğası gereği totaliter olduğu görüşündedir: "Biz, bireyi hiçleştiren
Kaynak: Turhan IlgazBulutları
devşiren Zeus yan yan baktı, dedi ki;Böyle ağlayıp durma dizimin dibinde dönek. Olympos 'ta oturan tanrılar arasında benim en
Kaynak: Aresyakın temsilcisi olarak kabul edilmektedir Önceleri yabanıl tahıl
devşiren bir üretim biçimi sürdüren bu topluluklar tarıma geçişi sağladılar.
Kaynak: Neolitik Devrim