Bu eğitim ile birlikte, uzmanlıklarını birer eğitimci olarak
aktarabilme yetkinliğine kavuştular.
This training, along with the regained competence to transfer their expertise as a trainer.
Kaynak: haberx.comHer bir paylaşımda daha büyük bir alanı kullanabilecek olmak, pazarlamacılar ve reklamverenler için daha fazla mesaj
aktarabilme veya mesajlarını daha detaylı hale getirebilme imkanı sunuyor.
Each share to be able to use a larger area, marketers and advertisers to transfer the message or messages for more details in making more offers.
Kaynak: webrazzi.comolarak işleyebilme ve
aktarabilme başarısını göstermiş olan Togan "Umumi Türk Tarihi" eserinin birkaç yerinde Ankara- Kütahya arası bölgenin 13.
Kaynak: Hıdırlar, NallıhanBu sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları özgürce fikirlerini
aktarabilme imkanı bulmaktadır. Bu durum, kişilerin internette
Kaynak: Sosyal medyaPlazmidleri sınıflandırmanın bir yolu, başka bir bakteriye kendini
aktarabilme yeteneğine göredir. Konjügatif plazmidler tra-genleri
Kaynak: Plazmidsayfalar düzenleyicinin içerisinde bulunan FTP özelliği sayesinde hostunuza bu yaptığınız sayfaları kolaylıkla
aktarabilme imkânı sağlamaktadır.
Kaynak: NvuEkonomik, zaman ve mekâna bağlı olmaksızın, kitle yayınına uygun, görsel ve işitsel öğeleri kolayca
aktarabilme özellikleriyle uzaktan
Kaynak: Uzaktan eğitimin tarihsel gelişimiAugustus'un krallığını oğullarına
aktarabilme izni vermesi üzerine onunla barıştı. MÖ 7 I. Mariamne'nin oğulları suçlu bulunarak idam
Kaynak: Hirodes