dip ne demek?
- 7 sözlük, 12 sonuç.BSTS / Aydınlatma Terimleri Sözlüğü
dip anlamı İng. cap (İngiltere'de), base (Amerika'da) Alm. Sockel Fr.culot
Lambanın, ?r.plot] [İtaşıyıcısına takılmasına ve elektrik bağlantısının sağlanmasına yarayan bölümü.
Lambanın, ?r.plot] [İtaşıyıcısına takılmasına ve elektrik bağlantısının sağlanmasına yarayan bölümü.
BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü
dip anlamı İng. deep
İktisadi konjonktürdeki daralmanın en alt noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle daralmadan tekrar genişlemeye geçisi yansıtan dönüş aşaması. krş. doruk
İktisadi konjonktürdeki daralmanın en alt noktaya ulaşması, diğer bir ifadeyle daralmadan tekrar genişlemeye geçisi yansıtan dönüş aşaması. krş. doruk
BSTS / Orta Öğretim Terimleri Kılavuzu
dip anlamı Osm. ka'r Fr. fond
(midede) (biyoloji, coğrafya)
(midede) (biyoloji, coğrafya)
BSTS / Sinema ve Televizyon Terimleri Sözlüğü
dip anlamı İng. background Osm. fon, arka plan, geri plan Alm.Hintergrund, "Background" Fr.fond, arrière plan, second plan
S] TV. Görünçlüğün gerisinde yer alan, geriye düşen yerler. Ön karşıtı.
S] TV. Görünçlüğün gerisinde yer alan, geriye düşen yerler. Ön karşıtı.
Güncel Türkçe Sözlük
dip, -bi anlamı
is. 1. Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü: "Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor." -A. Ümit. 2. Taban: Tencerenin dibi. 3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı: "Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi." -A. Kulin. 4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü: "Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu." -A. İlhan. 5. hlk. Arka, kıç: "Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir." -E. E. Talu.
is. 1. Oyuk veya çukur bir şeyin en alt bölümü: "Denizin dibinde oltanın ucu, etrafında izmaritler oynaşıyor." -A. Ümit. 2. Taban: Tencerenin dibi. 3. Dikili duran bir şeyin yerle birleştiği nokta ve çevresi veya bir şeyin yanı başı: "Erkeklerin hepsi duvar dibindeydiler şimdi." -A. Kulin. 4. Kapalı bir yerin kapıya göre en uzak bölümü: "Karagöz perdesinin karşısına dizilmiş koltuklardan en diptekine oturdu." -A. İlhan. 5. hlk. Arka, kıç: "Hepsi de tavuğun dibinden sabah sabah çıkmış, taptazedir." -E. E. Talu.
İngilizce - Türkçe
dip anlamı
isim
1) daldırma
2) eğim
3) sos
4) dalma
5) iniş
6) çukur
7) bandırma
8) eğilme
9) batma
10) çökme
11) yokuş
12) dalış yaparak tekrar yükselme
13) yankesici
14) toprak çökmesi
15) el koyma
fiil
1) bandırmak
2) dalmak
3) dalış yapmak
4) batırmak
5) daldırmak
6) batmak
7) banmak
8) eğim yapmak
9) eğilmek
10) bayrağı yarıya indirmek
11) farları kısmak
12) alçalmak
13) elini atmak
14) elini cebine atmak
15) çökmek
16) göz atmak
isim
1) daldırma
2) eğim
3) sos
4) dalma
5) iniş
6) çukur
7) bandırma
8) eğilme
9) batma
10) çökme
11) yokuş
12) dalış yaparak tekrar yükselme
13) yankesici
14) toprak çökmesi
15) el koyma
fiil
1) bandırmak
2) dalmak
3) dalış yapmak
4) batırmak
5) daldırmak
6) batmak
7) banmak
8) eğim yapmak
9) eğilmek
10) bayrağı yarıya indirmek
11) farları kısmak
12) alçalmak
13) elini atmak
14) elini cebine atmak
15) çökmek
16) göz atmak
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü
dip anlamı
1. Havuç. 2. Lahana. 3. Yerelması. 4. Şalgam. 5. Pancar ve kökü, şeker pancarı.
1. Havuç. 2. Lahana. 3. Yerelması. 4. Şalgam. 5. Pancar ve kökü, şeker pancarı.
dip anlamı
Tütün bitkisinin en dipteki yaprakları: Bugün dipleri kırdım.
Tütün bitkisinin en dipteki yaprakları: Bugün dipleri kırdım.
*Hendek ve çevresi -Kocaeli
*Düzce -Bolu
-Samsun
dip anlamı
Çam ağacının kökü ve çırası.
Çam ağacının kökü ve çırası.
Zana -Amasya
dip anlamı
Pek, çok anlamında kullanılır: Davarlar dip güzel.
Pek, çok anlamında kullanılır: Davarlar dip güzel.
Kavala göçmenleri, Karşıyaka *Erdek -Balıkesir
dip anlamı
Bekâret.
Bekâret.
*Gürün -Sivas
dip anlamı
Kırmızı pancar
Kırmızı pancar
Malatya
dip eş anlamlısı
arka
is. 1. Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı: "Evin arkasında dekorlar boyarlardı." -A. Ağaoğlu. 2. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi: Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3. Geri kalan bölüm, kısım: Masalın arkası. Yazının arkası. 4. Art, peş. 5. Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu." -T. Buğra. 6. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı." -R. H. Karay. 7. sf. Arkada olan, arkada bulunan. 8. mec. Kayırıcı: "Memur olmak için büyük bir arka gerek." -H. R. Gürpınar. 9. mec. Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti." -Y. K. Beyatlı.
is. 1. Bir şeyin temel tutulan yüzünün tam ters yanı, ön karşıtı: "Evin arkasında dekorlar boyarlardı." -A. Ağaoğlu. 2. Bir şeyin sırt durumunda olan yüzeyi: Çocuğun arkası ağrıyormuş. 3. Geri kalan bölüm, kısım: Masalın arkası. Yazının arkası. 4. Art, peş. 5. Otururken sırtın dayandığı yer: "Otomobile bindiğimiz zaman başını arkaya yaslamış, gözlerini yummuştu." -T. Buğra. 6. İnsanın vücudu, bedeni: "Arkasında beli kemerli, dar, şık bir pardösü vardı." -R. H. Karay. 7. sf. Arkada olan, arkada bulunan. 8. mec. Kayırıcı: "Memur olmak için büyük bir arka gerek." -H. R. Gürpınar. 9. mec. Geçmiş, geride kalmış zaman: "Bütün gözler arkaya, maziye çevrilmişti." -Y. K. Beyatlı.
kıç
is. tkz. 1. Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, popo, makat. 2. den. Deniz teknelerinde art taraf: "Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü." -S. F. Abasıyanık. 3. sf. Arka bölümde olan. 4. hlk. Bacak, ayak.
is. tkz. 1. Kuyruk sokumu bölgesi, kaba et, popo, makat. 2. den. Deniz teknelerinde art taraf: "Pantolonunu, ceketini fırlatır, kıç altındaki âdeta kamaramsı yere sokulur, düşünürdü." -S. F. Abasıyanık. 3. sf. Arka bölümde olan. 4. hlk. Bacak, ayak.
taban
(I) is. 1. Ayağın alt yüzü, aya. 2. Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı. 3. Ayakkabının alt bölümü. 4. Kaide. 5. Bir şeyin en alt bölümü. 6. Değerlendirmede en alt derece. 7. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle: Partinin tabanının istekleri doğrultusunda... 8. Temel. 9. coğ. Bir ırmağın en derin olan orta yeri. 10. den. Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü. 11. mat. Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide: Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı. 12. mat. Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı. 13. hlk. Tarlanın düz ve verimli kesimi. 14. esk. Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir.
(I) is. 1. Ayağın alt yüzü, aya. 2. Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı. 3. Ayakkabının alt bölümü. 4. Kaide. 5. Bir şeyin en alt bölümü. 6. Değerlendirmede en alt derece. 7. Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle: Partinin tabanının istekleri doğrultusunda... 8. Temel. 9. coğ. Bir ırmağın en derin olan orta yeri. 10. den. Dikey duran direk, çubuk, seren vb.nin alt bölümü. 11. mat. Bir cismin veya bir biçimin yüksekliğini ölçmek için aşağıdan yukarıya doğru başlama noktası olarak alınan yüzey veya çizgi, kaide: Piramidin tabanı. Üçgenin tabanı. 12. mat. Üslü sayılarda kuvveti alınan sayı. 13. hlk. Tarlanın düz ve verimli kesimi. 14. esk. Kılıç vb. yapımında kullanılan iyi cins demir.
taban
(II) zf. (tab'an) esk. 1. Huy bakımından. 2. Yaradılıştan.
(II) zf. (tab'an) esk. 1. Huy bakımından. 2. Yaradılıştan.
"dip" için örnek kullanımlar
Sizin onu dip köşe aramanıza da gerek yok; o zaten sizi bulup geliyor.
You do not need to search for the bottom corner him, he was already coming to find you.
Kaynak: yeniasir.com.trArdından körfezdeki dip çamurunun temizlenmesi için harekete geçtik.
Then take action to remove the bay bottom mud.
Kaynak: haberturk.comTek etken dip akıntılarıdır ki, onlarda bilinir ve nispeten yavaştır.
One factor that bottom currents, they are known and relatively slow.
Kaynak: blog.milliyet.com.trdakikada ise Amrabat sol dip çizgiye kadar inip içeriye yerden orta yaptı.
Amrabat from the inside of the left foot to the line up and down the middle did.
Kaynak: goal.comDaldırma ağ (İngilizce dip net ya da dipnet), uzun saplı balık kepçesidir. ten büyük olmayan ve İngilizcede dip net (ya da dipnet «daldırma
Kaynak: Balık kepçesi
Kaynak: Balık kepçesi
Havuzların dip kısmı, günümüzde beton ve bunun gibi sert nitelikli maddeler katıştırılarak sıvanmaktadır. Havuz, günümüz dünyasında, tatil
Kaynak: Havuz
Kaynak: Havuz
Arillus, aril veya kapçık olarak da bilinir, tohum tomurcuğunun dip kısmından gelişmiş olan şişkin etlenmiş örtü. Kategori:Pinopsida
Kaynak: Arillus
Kaynak: Arillus
Canlı ağaç gövdelerinde açılan yaralardan, ağacın dip kütük kısımlarının ekstraksiyon undan ve sülfat yönteminin yan ürünü olan tall-
Kaynak: Kolofan
Kaynak: Kolofan
Diğer yandan trol ağlarını yapıları yönünden dip trolleri ve pelajik troller olarak ta iki gruba ayırabiliriz. Hem dip trolleri hem de
Kaynak: Trol (ağ)
Kaynak: Trol (ağ)
Uzun gövdeli, solucan, böcek larvaları ve bitkilerle beslenen bir dip balığıdır. 1,5 metre boyunda, 35 kg ağırlıkta olanları vardır.
Kaynak: Sazan
Kaynak: Sazan
Sanki kısa bir hortumu andıran uzun dudakları ve dudaklarından sarkan dört adet bıyığı ile (ikisi altda ve ikisi üstde) bir dip balığı
Kaynak: Bayağı bıyıklı balık
Kaynak: Bayağı bıyıklı balık
Alt yüzeyi ince sık tüylü, dip kısmı ise kama şeklinde nadiren yuvarlaktır. Yaprakların kenarları az dişli olup ucu sivridir.
Kaynak: Güney Çin kayını
Kaynak: Güney Çin kayını
Deniz dibinin engebeli olmadığı yerlerde dip balıklarını avlamak için genellikle dip trolü kullanılır. Trol teknesinden denize bırakılan
Kaynak: Balıkçılık
Kaynak: Balıkçılık
Bunun üzerine aradan birkaçay geçtikten sonra muhtemelen Sülükoğulları' nın dip dedeleri olan Göğ Bekir lakaplı, muhtemelen mavi gözlü olan
Kaynak: Ekinciuşağı, Şefaatli
Kaynak: Ekinciuşağı, Şefaatli
Sınır çizgileri: İki yan ve iki dip çizgi oyun alanını belirler. Yan ve dip çizgilerin her ikisi de oyun alanının boyutlarına dahil olarak
Kaynak: Voleybol
Kaynak: Voleybol
